Cumhurbaşkanı çanı beşinci defa çaldı
A+A-
Eski zamanın birinde krallıkla idare edilen bir ülke varmış. Kralın parası bittiği zaman adamlarını şehre gönderir gidin halktan vergi toplayın dermiş. Onlarda sudan bahanelerle halktan zulümle vergi toplarlarmış. Yine günlerden bir gün bir ayakkabı tamircisine gidip vergi istemişler. Tabii ki tamirciden para almak için bir sebep bulmaları lazım ufakta bir dükkan etrafa bakınmışlar ceza kesecek bir durum görememişler. Fakat adamlardan biri tam çıkarken bahçedeki tavukları görmüş. Tavuklara ne yediriyorsun diye ayakkabıcıya sormuş.
Ayakkabıcıda buğday veriyorum demiş. Kralın adamları hemen, millet açlıktan kırılırken sen burada tavuklara buğday yediriyorsun diyerek cezayı kesip oradan ayrılmışlar. Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra kral gene adamlarını tekrar vergi toplamak için şehre göndermiş. Adamlar nasıl olsa hazır para alacak yer var diye. Aynı ayakkabıcıya gitmişler. Bakmışlar tavuklar gene orda ayakkabıcıya gene sormuşlar. Bu tavuklara ne yediriyorsun arkadaş.
Ayakkabıcı buğday yediriyorum deyince ceza kestikleri için. Mısır yediriyorum demiş. Adamlardan biri millet, açlıktan kırılıyor sen burada tavuklara mısır yedirmeye utanmıyor musun diye çıkışıp tekrar para cezası kesmiş. Gariban ayakkabıcı çok içerlemiş ama yapacak bir şeyde yok hemen parayı ödemiş. Kralzulmü biter mi. Seneye adamlarını tekrar göndermiş. Adamlar ayakkabıcıya geldiğinde bakmışlar tavuklar gene orda. Soru yine aynı tavuklara ne yediriyorsun. Ayakkabıcı ceza ödemekten bıktığından. Aklına farklı bir şey gelmiş. Buğday dese olmaz, mısır dese olmaz demiş ki valla arkadaş ben horoza parayı veriyorum horoz tavuklara ne alır, ne yedirir, ne içirir bilmem demiş.
Ama tabii ki krallık yönetiminde hak aramak o kadar kolay değil o zamanın törelerine göre bir vatandaş öldüğünde şehir merkezinde ki dev çan bir defa çalınırmış. Uzun uzunda yankılanırmış. Eğer eşraftan birisi ölürse çan iki defa çalınırmış. Büyük bir devlet adamı ölürse üç defa çalınırmış. Fakat kral öldüğünde de çan dört defa çalınırmış. Ayakkabıcı amca bir fırsatını bulup çanın olduğu yere çıkmış. Önce çanı bir defa çalınca acaba kim öldü demişler. İkinci defa çalmış acaba eşraftan kim öldü diye merak etmişler. Tabii amca durmamış çanı çalmaya devam ediyormuş. Üçüncü defa çalmış acaba hangi büyük devlet adamı öldü demişler.
Çan çalmaya devam ediyor dördünce defa çalınca herkes de bir feryat bir figan eyvah kralımız öldü galiba demişler. Ancak törelerinde hiç alışık olmadıkları bir şekilde çan beşince defa çalınca şehirde bir anda bütün sesler kesilmiş. Herkes bunun ne anlama geldiğini öğrenmek için çanın çalındığı yere koşup gelmişler ve birde bakmışlar ki çanı haksız yere ceza kesilen ayakkabıcı çalıyor.Ayakkabıcıya sormuşlar ne demek beş defa çan çalmak. Kraldan daha büyük birisimi öldü acaba. Ayakkabıcının verdiği cevap şaşırtıcı olduğu kadar anlamlıdır da. Evet beyler bu seferde adalet öldü adalet der.
Adaletsizliği önleyecek gücümüzün olmadığı zamanlar olabilir ama adaletsizliğe itiraz etmeyi beceremeyeceğimiz bir zaman asla olmamalıdır.Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’da geçen günkü Galataport ihalesiyle ilgili konuşurken aynen yukarıdaki ayakkabıcı gibi çanı beşinci sefer çalıp Türkiye’de ki adalet mekanizmasının nasıl yavaş işlediğini ve farklı kararlar aldığı söylüyor.Nasıl söylemesin.Benim anlayamadığım paralel yapının dizayn ettiği 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonların da tutuklama kararlarını verenlerle yine aynı davalardan takipsizlik kararlarını verenler bu adalet sisteminin savcıları değiller mi.Peki nasıl oluyor da biri tutukluyor.Biri salıyor.Bu millet kime güvenecek .Yazık değil mi bu insanlara bunların ailelerine aylarca çocukları baba hasreti,hanımları koca hasreti,analar babalar evlat hasreti çekti.Bunların hesabını kim verecek.Tabii onlara sorarsanız biz kanunlar çerçevesinde elimizden geleni yaptık diyecekler .Paralelcilere de sorarsanız bizler bozguncu değil,islah ediciyiz birleştiriciyiz derler.Madem öyle idiniz de halkın büyük çoğunluğunun oylarıyla iktidara gelen bir partiyi yok gezi olayları , yok 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonları, yok Kobani olaylarıyla neden iktidardan uzaklaştırmaya kalktınız.Bıraksaydınız Millet iktidara getirdiği gibi iktidardan götürmeyi de bilir sizlere ne oluyor.Ülkesini ve milletini düşünen bir zihniyet böyle bir şey yapar mı hiç.Onlarca masum insanın ölmesine sebep olur mu.Ama dedim ya bunların gayesi ne Ülkelerini nede milleti düşünmek.Bunların gayeleri sadece kendi rantlarını arttırmak ve Türkiye’nin ilerlemesini durdurup yine eskisi gibi sömürmek.Yok öyle yağma , artık karşınızda ne eski Türkiye nede eski Türk halkı var.Bak o kadar tezgahladığınız olaylara rağmen millet yine Başbakanı’ nı getirip başına Cumhurbaşkanı yaptı.Yerel seçimlerde de Kocaeli’ de dahil Türkiye’nin birçok yerinde yine AK Partili belediye başkanlarını tekrar başa getirdi.Allahtan böyle oldu da o karanlık emellerinize ulaşamadınız.Yoksa Allah muhafaza bizler ortadoğudan beter olurduk.
Artık gelin halka rağmen Türkiye’de bir şey yapamayacağınızı anlayın da bari hiç olmazsa hem iktidarı hem muhalefetiyle birlikte adam gibi günümüz şartlarına uygun bir anayasa hazırlayın ,bundan sonra karanlık güçler,paralel yapılanmalar ,demokrasi dışı örgütlenmelere asla yeltenmesin.Türkiyemiz artık özgürlüklerin kısıtlandığı adaletin adaletsizce uygulandığı bir ülke olmaktan çıkıp.Şairin dediği gibi olursa tek derdimiz ölümden olsun denen bir ülke haline gelsin.Herkese iyi pazarlar…
Bu yazı toplam 411 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.