- Ahmet bunlar ne böyle?
- Japonya’ da son olanlar beni çok etkiledi hayatım.
- Peki bu bavullar nedir? Yardıma mı gidiyorsun Ahmet?
- Hayır hayatım. Deprem çantası hazırladım kendime ve sana.
- Ahmet 5 bavul var burada. Sen depreme değil, daha çok dünyanın sonuna
hazırlanmışsın.
- Hepsi gerekli şeyler hayatım öyle deme.
- Bakalım neler var içlerinde.
- Herşeyi düşündüm hayatım, eksik bulamazsın.
- Evet Ahmet öyle gözüküyor. Konserveler, su, el feneri, düdük, şarjlı el süpürgesi…
Şarjlı el süpürgesi mi?
- Hayatım benim toza alerjim var biliyorsun. Bina çöker falan, toz toprak hiç
hoşlanmam.
- Evet anlıyorum Ahmet. Peki Bu şarjlı traş makinesi hakkındaki yorumunu alabilir
miyim?
- Televizyonlarda görüyoruz hayatım enkaz altından çıkanların halini. Öyle bir
durumda saç sakal birbirine girmiş olarak hatırlanmak istemem.
- Evet Ahmetcim bence takım elbise, kol düğmeleri, papyon da almalısın.
- Hayatım abartma.
- Ne abartması Ahmet! Manyak mısın sen adam. Böyle deprem çantası mı olur? Bu
bu… Bu nedir Ahmet?
- A, şey nasıl buldun sen onu, o kadar da saklamıştım.
- Bu ne Ahmet!!!
- Şişme bayan hayatım.
- Onu görüyorum da amacı nedir Ahmet!
- Hayatım, ölümlü dünya şimdi enkaz altında kalırız, sana birşey olur falan. Bir
sıcaklık olsun yanımda diye aldım.
- Sıcaklık? Şişme kadın ?
- Su ısıtıcısı da aldım yanıma, şu çantada. Sıcak su torbası gibi düşün onu hayatım.
- Benim çantam hangisi Ahmet?
- Çanta olarak değil de hayatım, bu çantanın gözüne birşeyler koydum senin için.
- İnanamıyorum sana Ahmet. Ama şunu anladım ki deprem öldürmez, Ahmet
öldürür…
- Ağzıyla müzik yapan gençlere, yardımseveler tarafından dijital müzik ekipmanları
hediye edildi.
- Genç aşıklara tavsiyeler verdiği kitabı işe yaramayan yazar, bir grup aşık tarafından
evinin altında damar şarkılar dinlenerek ve acı dolu mesajlar atılarak protesto edildi.
- Şovlarıyla herkesi büyüleyen genç sihirbaz, "Sihirlerin Perde Arkası" isimli kitabı
yüzünden zor günler geçiriyor. Meslektaşları tarafından, "seni yok ederiz!" şeklinde
tehditler aldığını söyleyen genç yetenek, polisten koruma talep etti.
- Kültür Müdürlüğü acil toplandı, patlamış mısır eşliğinde sinema görüşüldü. Müdürlüğün sinemada en son "Avare" filmini izlediği ortaya çıktı. Müdür, şarkıyı mırıldandı ve toplantı bitti.
-Keeemaaaalllll !!!
-Ne vaar?
-Ben çalışmak istiyorum.
-Asuman biliyor musun, sen benim hayatımdaki nükleer sızıntısın!
-Ne diyorsun be!
-Hiiiç öyle kendi kendimle görüşüyorum.
-Evet... Çalışayım mı?
-Çalış tabi... Çalışmaman hata. Zaten benim üstümde senelerdir çalışıyorsun ama.
-Yok, o işten para kazanamıyorum.
-Peki n' apacasın?
-Bilmiyorum. Parası iyi olsun, çalışma saati fazla olmasın, özgür olayım, stresli olmasın, üstte olayım, altımda birileri çalışsın, emirler vereyim, hemen yapsınlar, bir dediğim iki olmasın... Kafama esince çıkıp gidebileyim...
-Sen zaten benimle evlenerek sevdiğin işi bulmuşsun Asuman.
-Hiii Laf-sokucu Kemal !
- Kule günaydın.
- Bu sabah çok ilginç bir sektörle karşındayım.
- İndirim sektöründeyim kule.
- Evet ilk duyduğumda ben de şaşırdım.
- Bir mağazanın büyük indirimi var kule.
- Kredi kartlarını kuşanmış yüzlerce kadın, mağazanın açılmasını bekliyor.
- Benim görevim, izdihamı kontrol etmek.
- Gergin bekleyiş sürüyor kule.
- Açılışa az kaldı.
- Ve start verildi kule.
- Gişelerde ve ana arterlerde tıkanma var.
- Ortalık şimdiden savaş alanı gibi.
- Birbirlerinin üzerinden atlıyolar resmen.
- Burası karıştı kule.
- Ben devreye giriyorum.
- Kule bunların gözleri dönmüş, hiçbirşeyi umursamıyorlar.
- Üstlerine uçağı sürüyorum, uçağı almaya çalışıyorlar.
- Teşhir ürünüdür dedim zor kurtardım.
- Hala kaç taksite bölüyorsunuz diye soran var kule.
- Basınçlı su attım olmadı, terlik fırlattım geri attılar. Gayet de başarılılar bu konuda,
kredi kartı ekstresi de attım yine umursamadılar kule.
- Artık son kozumu oynuyorum.
- Bu da olmassa uçağımı da vade farksız 12 taksitle vermek zorunda kalacağım
kule…
- Ha haa işte budur kule. Başka bir mağazanın indirim broşürlerini dağıttım aşağıya.
- Tıpası açılmış küvet gibi boşaldı içerisi kule.
- Görev tamam kule, inişe geçeyim de hanıma birşeyler bakayım ben de.
- Depremi önceden hisseden değil, sonradan yorum yapan cihaz geliştirdik. ‘’ Alttan
vurdu, gittik geldik, binalar yerleri öptü’’ şeklinde konuşmalarla halkın rahatça
anlayabileceği yorumlar yapıyor.
- Deney faremiz Muhittin, aniden koşarak labaratuvardan çıktı. Japonya depremini
hissetti sandık. Meğer altılı kuponunu yatırmayı unutmuş namussuz. Vatana millete
bir faydan dokunsun Muhittin…
- Labaratuvarda rakı bardağı bulamadık. Deney tüpleri acayip iş gördü. Bu da bir
buluştur bence.
- Olası nükleer sızıntılar için sığınak yaptık, rakı deposu gibi oldu, bize yer kalmadı.
- Uzaktan kumandalı, uzaktan kumanda yaptık. Çok biçimsiz oldu.
-Muhittin, peynir işine girecem diye tutturdu. Aklını zor çeldik. Sabancı gibisin Muhittin.
- İyi günler... Cik!
- Asıl size iyi günler de... Kimsiniz?
- Devlet kuşuyuz biz. Gazeteci varmış buralarda. Konmaya geldik!
- Beyefendi gazeteci olarak ben varım, bazı gazetecikler de mevcut. Ama son zamanlarda ben yazmakta, onlar da çıkmakta zorlanıyoruz.
- Aaa o nasıl lakırdı öyle! Gücenirim.
- Evet ne istediniz?
- Bir tek dileğim var, mutlu olun yeter.
- Ne kadar İbrahim Tatlıses' imsiniz!
- Çok konuşmayın. Cik! Bana evdeki gazeteleri ve televizyonun kumandasını getirin hemen.
- Olmaz.
- Anlamıyorsunuz! Saksınızdan cephanelik, hesap makinanızdan gizli belge çıkması olası... Yormayın beni... Cik!
- Peki, alın o zaman.
- Güzeell... Şu gazeteleri alayım. Şunları da, siz alın bunları okuyun... Buyrun, Taraf,Türüf ve de Teref. Kumandayı da rica edeyim. Kanal 24 izlenecek, başka bi' şey izlenmeyecek. Yok öyle artık istediğimizi yazalım, okuyalım. Biz isteyeceğiz....
-Ama!
-Misal sen bundan sonra, Somalili aç oğlan çocukları için yazacaksın, kimse okumayacak. Ben şimdi gidiyorum. Uslu dur vallahi döner, gagalarım.
-Başbakanlı günler... Ciik... ciiieeeeeekkkkk !!!
(ve devlet kulu uzaklaştı biz öyle salak gibi bakarken)
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.