Yaşlanmak mı, yaş almak mı?
A+A-
Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde gündeme oturan “YAŞLILIK” adına bir çok etkinlik ve söyleşiler yapıldı..Bu gündem yaşlılık konusunu ve kimin yaşlı olduğunu irdelememize neden oldu. .Aaaa, gördüğüm kadarıyla kimse yaşlı olmayı kabul etmiyor.. Hatta bu fizyolojik duruma “Yaşlanmak değil, yaş almak bu canım” sözleriyle ironi yapıyorlar..
Bu arada arkadaşlardan birisi yaşlılık gerçeğine yönelik gülümsetecek bir anısını anlattı..
“Bir ahbabımız vardı.. Kadın 55 yaşlarında olmasına rağmen 70-75 gösteriyordu.. Bir gün ablamla çarşıya gitmişler.. Dönüşte manava uğramışlar.. Kadın tazecik sebzeleri görünce “Aman şunlardan alayımda anneme yemek yapayım, çok sever ” deyince manav şöyle bir bakmış ve kadına “ Ayy senin annende mi var” diyerek kıs kıs gülmüş.. Ablam kadının çok bozulduğunu anlatmıştı” sözleriyle hepimizi kahkahaya boğdu..Anlayacağınız insanın yaşının yanı sıra, fiziki yapısı ve ruh halini de düşünmesinde yarar var..
Şimdi gelelim ana konuya.. Yaşlanmayı istemeyen, sevmeyen, ben yaş aldım sadece diyen dostların içine su serpmeye.. Size belli bir zaman öncede yazmıştım aklımda kaldığı kadarıyla.. Haydi gelin daha sıcaklığını korurken bir kez daha açalım bu konuyu..( Mevzu pek soğuyacağa benzemez ya)..Amerika’da Wisconsin Üniversitesi’nin “ Yaşlılık Enstitüsü” uzmanlarının yaptığı açıklamaya göre 60’lı yaşlar “Orta yaş” sınırında kalıyormuş.. Yani “Yaş 35, yolun yarısı” sözleri hayal olmuş artık.. Hatta dünün korkutan 40’lı yaşları “Gençlik dönemi” kapsamına giriyormuş..
Neticede “The New York Times” teki bu yazı sadece Amerika için geçerli değil tabi ki..Biz Türkler içinde geçerli.. Mesela bu gün aramızda kadın veya erkek olarak, dedesinin rahmetli olduğu yaştan daha büyük insanlar fazlasıyla mevcut.. Ama kendilerini hiç dedeleri gibi hissetmiyorlar.. Yani yaşlı hissetmiyorlar..
Yalnızzz..Wisconsin Üniversitesi “Yaşlılık Enstitüsü” uzmanları, orta yaşlı olmanın kişiye özel bir takım niteliklerin olduğunu da açıkladılar.. Ve o nitelikleri şöyle sıraladılar..
Yaşamının amacını hem bilmek, hem de bu yaşamı kontrol edebilmek..
Yaşanan deneyimler sonucu, kendi kişiliğini doğru değerlendirebilmek..
Çoğunluk farklı düşünse de, kendi düşünceni doğru buluyorsan bunda direnmek..
Sosyal ilişkileri geliştirmek..
Yaaa.. Öyle ben yaşlı değilim, sadece yaş almışım demekle olmuyormuş demek ki..
Dostlar genç kalmak müthiş bir duygu mutlaka.. Bu uğurda tarihin en eski dönemlerinden bu yana neler yapılmamış ki.? Mesela Kleopatra.. O tarihte güzelliği ve genç kalması için devamlı süt banyosu yaparmış.. Bu günse tıptaki yenilikler akıl alacak gibi değil..Tıp sonsuz gençliği yakalama hırsı içinde sanki.. Bilhassa zenginlerin bir çoğu gençlik tedavisi görüyor..Bunların tek nedeni korku.. Yaşlılık korkusu.. Yüz gerdirme, botoks, hormon yenileme, kök hücre aktarımı, estetik cerrahi, saç ektirme, yağ aldırma, dişlere kaplama, dişsiz ağızlara implant vs. vs.. Ayrıca onlarca krem, losyon, serum reklamları içleri eritirken, cepleri yakmayı da sürdürüyor..
Eğer aklıselim düşünecek olursak bunların geçici bir heyecan olduğunu daha kolay fark edebiliriz.. Çünkü bu uğurda ne tıp, ne de kazanç elde edenlerin durmayacağı besbelli.. Bence zamanın bize geç gelen bir yaşlılık armağanı varsa, onu çok iyi kullanmasını bilmenin önemini ve önlemini almak yeterli.. Özellikle sağlığımıza dikkat etmek genç ve zinde kalmanın ilk nedenidir.. Sadece uzun ömürlü olmak değil, sağlıklı geçireceğimiz yıllar hedefimiz olmalıdır.. Ölümsüzlük mümkün olmayacağına göre, sağlıklı, mutlu, hoş görülü uzun bir yaşama inanmak akla daha yakın olanı değilmidir.? Haydi o zaman yaş alan dostlar.. Düşünmeyin artık yaşı, başı.. Ve çıkartın orta yaşın keyfini.. Yaşlanmak yok..Yaş almaya devam…
Bu yazı toplam 517 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.