Dayanışmanın en güzel örneği

İLK ÖRNEK

Küresel salgın, kriz, artan yoksulluk, işini kaybeden milyonlarca işçi, iş yerlerini kapatmak zorunda kalan esnaf…

Her geçen gün insanların birbirine olan ihtiyacı giderek artıyor. Bu ihtiyacın sonucunda Türkiye’de birçok ilde dayanışma kooperatifleri kurulmaya başladı. Birçok alanda ihtiyaç duyulan dayanışmayı örmek amacı ile kurulan kooperatiflerin bir örneği de Kocaeli’de kurulmaya başlandı…

YENİ BİR ADRES OLACAK

Gönüllülerin uzun süren tartışmaları, sağlıklı gıdaya ulaşım ve dayanışma ekonomisi kurma çabaları İzmit Sanat sokağı Sipahioğlu İşhanında filizlenmeyi başladı. Başta kadın kooperatifleri olmak üzere Türkiye genelinde dayanışma amaçlı kurulan kooperatiflerin ürünlerinin satıldığı kooperatif girişimi bu kentte bir araya gelmenin, yeniden yan yana durup işinden, iş yerinden olan insanlara omuz verecek bir adres olacak.

ALDIĞNIZ HER ÜRÜN BİR KATKI

Ekim ayında kapılarını açan kooperatifin ilk ay elde ettiği gelir ile İzmir Depreminde evsiz kalanlara dayanışma amacı ile kullanıldı. Kasım ayında ise günlerce sadece hakları için direnen ve kazanan Soma İşçilerinin çocukları için kurulacak olan kütüphaneye kitaplar alındı. Küçük, sadece gönüllülük esası ile kapılarını açan Yeryüzü Tüketim ve Dayanışma Kooperatifinden aldığınız her ürün aslında bir yoksulla, işini kaybeden bir işçiyle, iş yerine kapatan bir esnafla dayanışmaya bir katkı olduğunu unutmayın…

Kooperatifin 4 gönüllüsü Özge Kamiloğlu, Necati Altıntoprak, Elif Sinem Arıkan ve Mehmet Avar kooperatif girişimini bize anlattılar...

Başka bir tüketim ilişkisi kurmak istedik

Kuruluş sürecinde yer almasa da kooperatifin kuruluş sürecinde emek veren Elif Sinem Arıkan, giderek artan yoksulluk karşısında kolektif bir tüketim ilişkisi kurmanın mümkün olduğunu görerek çalıştıklarını belirtti.

İNSANLAR GİDEREK YOKSULLAŞIYOR

Yeryüzü Tüketim ve Dayanışma Kooperatifi gönüllüsü Elif Sinem Arıkan, Covid 19 salgınıyla beraber eşitsizlik, yoksulluk derinleştiğini ve daha net biçimde görünür olduğunu belirtti. Kişilerin temel geçim kaynaklarına erişimleri zorlaştı, ihtiyaçlar arttığını söyleyen Arıkan, “Buna karşı toplumsal dayanışmayı genişletebilmek için birçok ilde benzerleri görülen bir dayanışma ağı İzmit Dayanışma Ağı adıyla örgütlendi.

UZUN TARTIŞMALAR YAPILDI

Ben bilfiil kuruluş sürecinde olamasam da bu ağın kurulduğundan arkadaşlarım vesilesiyle haberdar olduktan sonra katkı sağlamak adına elimden neler geleceğini düşünerek mümkün olduğunca dahil olmaya gayret ettim. Bu ağ vesilesiyle bir araya gelen kişiler olarak sonrasında salgının nedeni olarak da daha çok tartışılmaya başlayan ekoloji krizi, tarım krizi, güvenilir gıdaya erişim sorunu gibi ekolojik gündeme ilişkin biz de tartışmaya başladık.

BİZİM İÇİN BİR MURAD OLDU

Kapitalist üretim ilişkileri dışında insanlığın varoluşunu kolektif iradeyle ortaya çıkarma gayretinin yolmuş yöntemlerine ışık tutan dayanışma ekonomisi ve dayanışma ekonomisi perspektifinden dayanışma kooperatifi kurma, benzer biçimde örgütlenen kooperatiflerden de feyz alarak bizim de muradımıza dönüştü. Bu amaçla çalışmaya başladık” dedi.

 

ELİF SİNEM ARIKAN: Kooperatif gönüllülerinden Elif Sinem Arıkan, kooperatifte başta kadın kooperatifleri olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından geleneksel yöntemlerle üretilmiş, doğal gıda ürünlerinin bulunduğunu kaydetti. 

Dayanışma ekonomisini hedefliyoruz

Yeryüzü Tüketin ve Dayanışma Kooperatifi gönüllülerinden Mehmet Avar, kooperatifleşme ile asıl amaçlarının hem sağlıklı gıdaya ulaşımı kolaylaştırmak hem de dayanışma ekonomisini kurmak olduğunu belirtti.

PANDEMİDE ORTAYA ÇIKTI

Yeryüzü Tüketim ve Dayanışma Mehmet Avar, İzmit Dayanışma Ağı pandemi sürecinde şehirde dayanışma çalışmaları örgütlüyordu, bu ağın “daha büyük bir dayanışma olanağı var mı” sorusu ile kooperatif fikri ortaya çıkmaya başladığını belirtti. Avar, “Yan yana gelmeye, haftalık toplantılar yapmaya başladık. Tüm bu toplantılar sonucu daha görünür, daha büyük bir dayanışma çağrısı ile kooperatif şekillenmeye başladı. O dönem pandemi ile birlikte hem dayanışma hem de gıda güvenliği artık gündelik hayatın en çok konuşulan meselelerindendi.

İKİ AYDA İKİ DAYANIŞMA

Kooperatif en basit haliyle söylersek, hem sağlıklı gıda hakkına herkesin ulaşmasını hem de bu hakka ulaşırken bir dayanışma ekonomisini hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda İzmir depreminde depremzedelerle dayanışma amaçlı malzeme yolladık. Yine son olarak Soma Bağımsız Maden İş Sendikasında kurulacak olan kütüphane için bir kampanya yaptık ve çok sayıda kitabı Soma’da madenci ve ailelerine ulaşması için bu hafta yollayacağız” dedi.

MEHMET AVAR: Kooperatif gönüllüsü Mehmet Avar, hedeflerinin dayanışma ekonomisi oluşturmak ve bu ekonomi doğrultusunda dayanışmayı büyütmek olduğunu belirtti.

Daha fazla gönüllüye ulaşmalıyız

Yeryüzü Tüketim ve Dayanışma Kooperatifinin daha fazla gönüllüye ulaşıp dayanışmayı büyütmesi gerektiğini söyleyen Necati Altıntoprak, Türkiye’nin dört bir yanında üretilen sağlıklı ve doğal gıdanın kooperatifte bulmanın mümkün olduğunu kaydetti.

GÖLCÜK’TE KURDULAR

Gölcük’te kurulan tüketim kooperatifinde de yer alan Necati Altıntoprak, 1 yıl öncü Gölcük’te dayanışma kooperatifi girişimini kurduklarını kaydetti. İzmit’e daha geniş bir dayanışma ağı kurulabileceğini belirten Altıntoprak, “Gölcük’te başlayan çalışmada yine devam ediyor. Şimdi İzmit’te biraz daha geniş bir çalışmada hep birlikte yürüyoruz. Şu an kooperatifimizde Trabzon’dan çay, Yalova’dan zeytin, İzmir’den zeytinyağı, Ovacık’tan fasulye, Hatay’dan reçel çeşitleri ve salça, Kars’tan peynir çeşitleri, Diyarbakır’dan kurutulmuş domates gibi ürünleri sayabiliriz.

50’DEN FAZLA ÜRÜN VAR

Hepsi üretim kooperatifleri ve küçük üreticiden alınan 50 çeşidi aşkın sağlıklı ve doğal gıdaya ulaşmak mümkün. Gerçekten bir dayanışma ekonomisinin mümkün olduğuna inanıyoruz. Bunu başarmanın yolu daha fazla örgütlenmek ve daha fazla gönüllü insanın bizimle birlikte çalışmalara katılmasından geçiyor. Tüm çalışmalarımızı ilkelerimiz etrafında gönüllü ve kolektif bir şekilde gerçekleştirmeyi başarmak istiyoruz.”

NECATİ ALTINTOPRAK: Yeryüzü Tüketim ve Dayanışma Kooperatifinde 50’den fazla ürünün satıldığını ve bu ürünlerin geleneksel yöntemlerle üretildiğini kaydetti.

Kar amacı yok

Kooperatifin kar amacının olmadığını belirten özge Kamiloğlu, ürün satışları ile elde ettikleri gelirle kooperatifin kira, fatura ve dayanışmaya harcandığını söyledi.

Kooperatifin amaçlarını açıklayan gönüllü Özge Kamiloğlu, amaçlarının küresel kapitalist ekonomiye devlet ve piyasa dışında alternatif geliştirme hedefiyle doğanın ve emeğin sömürüsünden uzak yöntemlerle gıda üretimini ve bölüşümünü desteklemek olduğunu belirtti. Kooperatifte, sağlıklı, doğal ürünler üreten üretici kooperatiflerinden temin edilen çeşitli ürünleri bulmak mümkün olduğunu söyleyen Kamiloğlu, “Özellikle kadın kooperatiflerinin ürünlerini tercih ediyoruz.

GELİR GİDER ŞEFFAF TUTULUYOR

Kooperatif gönüllülük temelinde çalışıyor. Hepimiz gönüllü olarak emeğimizi, zamanımızı bölüşüyoruz. Kar amacımız yok. Ürün satışlarıyla elde edilen kazanç, kooperatifin kira, fatura giderleri ve dayanışma için harcanıyor. Örneğin İzmir depremi sonrasında dayanışma kasamızda biriken tutar ve bir dayanışma kampanyası çağrısı yaparak gelen destekler ile çocuk bezi ve hijyenik kadın pedi aldık. Alınan bu dayanışma malzemelerini İzmir’e ulaştırdık. Gelir gidere ilişkin tüm kayıtlarımız tüm gönüllülere açık, şeffaf biçimde tutuluyor” dedi.

ÖZGE KAMİLOĞLU: Kooperatife aldıkları ürünlerinin tamamına yakının kadın kooperatiflerinden ve küçük bir bölümünün ise direk üreticiden alındığını kaydetti.