Onun bahtı, bizim yolumuz açık olsun

Futbol strateji işidir.

Oyunun felsefesi olur ve taktik üzerine yol alınır.

O yolda akılla, bilgiyle, cesaretle yürünür.

Yürüten de teknik heyettir.

Kulüpler hedeflerini belirler ve o hedefe ulaşmak için planlar yapılır.

Tüm bu planların / projelerin uygulayıcısı elbette kulübün CEO'su yani teknik adamıdır.

Takım uçuyorsa da, uyuyorsa da ilk sorumlu odur.

Bu anlamda baktığımızda; ülkemizde kulüplerimizin çoğunluğu kaos içindeler.

Böylesine önem taşıyan koltuğa hak edeni değil de; adamını oturtmak yöneticilerin zaman zaman içine düştüğü büyük bir hata.

Diğer bir hatada tüccarlaşmış hocaların Cv'lerine aldanmak.

Hocaların yaşına takılmadan; bilgilerine, sorumluluk bilinçlerine odaklanmak,

misyonları için gereken desteği vermek kulüplerimizin önünü açar, yöneticileri rahatlatır.

Avrupa'nın büyük kulüpleri, futbolu bırakan,

yetenekli oyuncularını akademilerine kazandırma sistemini başarı ile uyguluyor.

Kapıdan futbolcu olarak çıkıp, teknik direktör olarak tekrar girip sorumluluğu yüklenmiş, takımını zaferden zafere koşturan onlarca genç isim sayabiliriz.

Tottenham, Jose Mourinho ile yollarını ayırdığı zaman hoca olarak anlaştığı Ryan Mason; henüz 29 yaşında ve Premier Ligi'nin en genç teknik adamıydı.

Real Madrid'le üst üste 3 kez Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğunu yaşayarak tarihe geçen Zinedine Zidane;

Futbolu bırakıp Real Madrid'in kapısından akıl hocası olarak girdiğinde 38 inden yeni gün almıştı.

Julian Nagelsman 1987 doğumlu, Hoffenheim, Leipzig derken bugün 25 milyon Euro transfer ücretiyle Bayern Münih'in başında, yaşı 37.

Alman futbol dünyasının en popüler ismi.

Bayern'liler yakında heykelini dikerler.

Geçtiğimiz sezon Fatih Karagümrük’ün başına geçen İtalyan teknik adam Francesco Farioli 31 yaşındaydı, ve o da Süper Lig'de görev alan en genç teknik adam olarak tarihe geçti.

Bu özelliğiyle Farioli, aynı zamanda Avrupa'nın en genç 10 teknik adamı listesine girmişti.

Ülkemizde  genç adam görevlendirmesine pek sıcak bakılmıyor.

Camiaların güven endeksi düşük.

Acabalara takılıp kalınıyor.

İlla ki vitrin sağlam olacak.

Çeklere de bol sıfır yazılsın istenir ki yöneticilere bir rahatlama gelsin, takım emin ellerde hissedilsin.

Biz de bu sezon aynı hataları art arda yaşadık.

MRA'da anlamsız ısrarla yaşadığımız kabus dolu günler,

Mehmet Altıparmak'ta hayal kırıklığı,

Erkan Sözeri'nin aldatıcı vizyonu derken umulmadık bir şekilde doğruyu kucağımızda bulduk.

Genç, idealist Fırat GÜL.

Yaşı 37

Deneyimsizlik dezavantaj değildir anlayışıyla görevlendirildi.

Çalışma enerjisi mükemmel.

Egosuz, oyuncularıyla çok rahat iletişim kuruyor.

Tribünlerin dilinden anlıyor.

Kısa sürede kadroyu çözdü.

Yeniden kazanılacaklardan, kullanılmayacaklara kadar yaptığı listeden emin ve bence de kararları hatasız.

"Maçları nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynayacağız" diyecek kadar açık sözlü.

Kimse Manisaspor Fk müsabakasının son 20 dakikasına takılıp kalmasın.

Mourinho gelse, eldeki kadroyla o diri rakibe karşı aynı savunmayı uygulardı.

Fırat Hoca'mızın geçmişinde zaferler olmasa da Kocaelispor'la bütünleşip bir MARKA olacağından hiç şüphem yok.

Genç hocalara yaklaşım yaygınlaşsın, onun bahtı, bizim yolumuz açık olsun!