6’lı masadan iktidar çıkar mı?

20 yıllık AK Parti iktidarını 24 Haziran 2023 seçiminde sonlandırmak isteyen altı siyasi parti liderleri, Türk siyasi arenada bugüne kadar pek rastlanamayan, kimyaları pek uyuşmayan bir yöntem kullanarak bir masa etrafında toplandı...
Sağcı, solcu, milliyetçi, dindar, muhafazakâr...

Bu homojen yapıda CHP, İYİ Parti, SP, DP, DEVA ve Gelecek Partisi’nden oluşuyor...
Toplum arasında “Millet İttifakı” veya “Millet Masası”  olarak biliniyor...
 
İtiraf etmeliyim ki, farklı siyasi görüşleriyle bildiğimiz altı siyasi partinin ilk kez radikal tüm engelleri yıkarak bir araya gelmeleri toplumun önemli bir kesiminde umut olmuştu...
  
Altı muhalefet partisi lideri; 2018 yılındaki genel seçimde yürürlüğe geçen ‘Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni istemiyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki yönetim şekli olan ‘Parlamenter Sistem’i geri getirmek istiyor.
Altı liderin hedefi bu sistemi daha da güçlendirecekler...
 
CHP, İYİ Parti, DP, DEVA, SP ve Gelecek Partisi liderleri geçen yıl Ekim ortak bir komisyon kurarak ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ çalışmasını başlattı ve yılbaşı itibariyle bu çalışma bitirilmişti. Hazırlanan ‘uzlaşma’ metnine 6 siyasi parti lideri imza attı...

Süreç istedikleri gibi sistemli bir şekilde yürüyordu. Alt yapı hazırlıkları bitmiş taslakları hazırlanmıştı. İş artık vitrine çıkmaya gelmişti...

Altı siyasi parti lideri 28 Şubat ilk bir araya gelerek kamuoyunun karşısına fotoğraf verdi...

Türkiye’nin siyasi ikliminde değişim rüzgârı toplumun önemli bir kesimine umut vermişti...

Ancak ne olduysa bundan iki hafta kadar önce çok ilginç gelişmeler yaşandı...

Önce Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “üçüncü ittifak çıkabilir” çıkışını yaptı...
Kafalar karıştı!

Ardından geçen hafta Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, altılı masadaki millet ittifakının cumhurbaşkanı adayıyla ilgili üç kriter ortaya koydu. Bu kriterlerden biri şuydu; “20 yıllık AKP döneminde sorumluluğa ortak olmamış olmak” ifadesi, Karamollaoğlu’nun söyleminin ardındaki krizi daha da derinleştirdi...
 

Karamollaoğlu ve Uysal’ın bu çıkışlarının ardındanCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Grubunda bugüne kadar ki en kısa konuşmasını yaptı. Sadece 12 dakika konuştu.“İçimde bu halk için biriktirdiğim büyük bir kavgam var. Ben bir yola çıktım. Artık bütün dava arkadaşlarım bir karar vermeli, ya çıktığım yolda benle yürürler ya da nerede yürümek isterlerse orada yürüsünler. Hadi bana eyvallah” diyerek kürsüden indi...

Altılı masanın mimarı olan Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışı hem masa ortakları arasında hem de toplumda umutları tükenme noktasına sürükledi...

Düello başlamıştı ve devam ediyordu.

Sıra bu kez DEVA Genel Başkanı Ali Babacan’a geldi...
Babacan, “24 Haziran 2023’teki milletvekili genel seçimine partimizin kendi adı ve logosuyla girme kararı aldık” dedi.

Altılı masada rest çeken çekene...
Karamollaoğlu, Uysal, Kılıçdaroğlu ve Babacan’dan sonra gözler masanın diğer güçlü ismi olan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na çevrilmişti...

İYİ Parti’de beklenen açıklama İzmitli Akşener’den gelmedi fakat yine İzmitli olan İYİ Parti GİK Üyesi Cumali Durmuş’tan geldi...

Durmuş, verdiği iftar programında benimde davetliler arasında bulunduğum ortamda çok ilginç bir çıkış yaptı. “Seçimlere muhalefet olarak tek adayla girilmeli. Toplumu kucaklayacak, belli ilkeler etrafında beraberlik sağlayacak bir aday olmalı. Sayın Kılıçdaroğlu çok ciddi mesafeler aldı. Ancak bana göre muhalefetin adayı olmaya uygun değil” açıklaması geldi...

Cumali Durmuş’u çok yakın tanırım. Daha önce iki dönem milletvekilliği yaptı.
Tecrübeli bir siyasetçi olduğu kadar nerede ne konuşacağını çok iyi bilen ve ona göre duruş alan entelektüel bir siyasetçidir. Durmuş’un bu çıkışı, iki partinin arasını açar mı veya açtı mı bilemiyorum. Ancak Durmuş’un sözleri o akşam sosyal medya hesaplarına düştükten hemen sonra CHP İl Başkanı Harun Yıldızlı, anında yanıt verdi. Yıldızlı, “Cumali Durmuş’a cevap vermek doğru değil” diyerek polemiği büyütmedi...

Sevgili okurlar, büyük umutlarla başlayan ve kurulan, kendi aralarında mutabakat metinleri imzalayan. ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” üzerinde yol alan
altılı masadaki liderlerin aylar sonra birbirlerine ‘aba altında sopa gösterir’ gibi çıkışlar yapmaları pek de hayra alamet değil.
Cam bir kez çatladı mı parçaları yapıştırmak zor, parçaları birleştirseniz bile iz her zaman kalır ve görünür...

Peki, altılı masanın dağılmasına sebep olan nedir?
Yeni Seçim Kanunu...

Resmi Gazete ’de yayınlanarak resmileşen Yeni Seçim Kanununda bir madde var ki,   altılı masanın kimyasını bozdu, dengelerini altüst etti.

O madde şudur:
“Seçimde ittifakın aldığı oy toplamı ülke barajını( yüzde 7)geçtiği takdirde, seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak yapılacak...” 

Daha önce 10 olan ülke barajı kanunla 7’ye indirildi. Her ne kadar seçim barajı düşürülse bile DEVA, DP, SP ve Gelecek Partisinin oy oranları seçimde yüzde 7’ye ulaşacağını düşünmüyorum. Yeni seçim kanunuyla ittifak içindeki partilerin kaçar milletvekili çıkartacağı D’Hondt sistemiyle belirlenecek. Bu sistemde ilginç hesaplamalar var. Küçük partilerin milletvekili çıkartma şansları daha da düşüyor...

Altılı masadaki liderlerin yaptığı “ayrılık” açıklamalarının altında yeni seçim kanununun detayları yatıyor...

Peki, çıkışları ve söylemleriyle bu kadar ayrışan altılı masada “İKTİDAR” çıkar mı?