Kenti bu ucubelerden kurtarın!

Sevgili okurlar, geçtiğimiz gün de bu sütunda yazdım.
Bir kentin adını andığımızda aklımıza gelen ilk imaj aslında o kentin kimliğinin bir yansımasıdır.
Sadece yapılarla değil, yapıların çevreleri ve birbirleriyle ilişkileri üzerinden de şekillenen kent kimliği, aynı zamanda planlı ve duyarlı gelişimin sonucu olarak ortaya çıkıyor.

Kentler güçlü bir kentsel imgeye sahip olmalı. Modern, düzenli ve planlı bir kent yerleşimi olmalı...

Peki, bizim şehrimizde güçlü bir kentsel imge neden yok? Neden modern bir kent planlayamıyoruz?

Yerleşik yaşamımızdan ödün vermiyoruz. Kurulu sisteme tamah ediyoruz...

Oysa dünya hızla değişiyor. Kentsel yerleşimler değişiyor. Yeni mimari yapılar kent yaşamına renk ve estetik katıyor. Biz ise bütün bunlardan uzağız...

Geçtiğimiz gün bu sütunda yazdığım makalede 17 Ağustos 1999 depreminden örnekler vermiştim.

Depremin üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen halen bizim şehrimizde risk teşkil eden yapılar duruyor. Eski-püskü, metruk yapıları yıkamıyoruz!

Sorunlarından arındırılmış modern bir kent yaşamından yanayım...
Her insanımız temiz ve estetik bir yerleşik alanda yaşamayı hak ediyor...

Ancak bu istediğim ve beklentim nedense Kocaeli’nde pek gerçekleşemiyor...

Bazen bu sütunda “sahipsiz bir kentiz” diye yazdığımızda bu kentin yöneticileri homurdanıyor...
Oysa ‘sahipsiz’ dediğimiz de nedenlerini örneklerle yazıyoruz.

Bu kentte yıllar önce belli isimlere Alışveriş Merkezleri, 5 yıldızlı oteller, Rezidans projeleri sunuldu.
Bu insanların kapasitelerinin bu devasa projeleri gerçekleştireceklerine bakılmadı.
Devletin temsilcilerinin de katıldığı şaşalı törenlerle bu projelerin temelleri atıldı.

Ne yazık ki bu yapıların hepsi de yarım kaldı. Bugün kentte birer ucube gibi tüm çirkinlikleriyle duruyorlar...

Hangileri mi?

* Sefa Sirmen ve Azeri bir iş insanının ortak olarak yıllar önce Kartepe Köseköy mevkiinde başladığı ve yarım bıraktığı Titanic Otel ve Rezidans projesi. Kaba inşaat devam ederken iş durdu. Bu yapı yaklaşık 10 yıla yakın süredir öylece duruyor...
Üstelik bu projede yüzlerce mağdur olmuş insan var...

* Bir diğer ucube proje, İzmit Yahya Kaptan Mahallesi’nde D-100 Karayolu kenarındaki 262 Towers binası...

Sahibi Suudi Arabistanlı Muhammed Al Kattan. Bu 3’lü kule için çok şaşalı bir törenle temeli atıldı. Arap iş insanı işlerini kolaylaştırmak için o dönem Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’na Kâbe örtüsü hediye etmişti. Bu jest kentte çok konuşulmuştu. Bununla da yetinmeyen Arap iş insanı, dikkat çekmek ve kuledeki rezidansları yabancılara ve ünlü iş insanlarına satmak için Amerikalı ünlü sinema aktörü Jean- Claude Van Damme’ı bile getirtmişti...

O dönemdeki kentin yöneticileri, ‘Bu Arap şehrimizi Dubai’ye çevirir” diye tüm kolaylıkları önüne sermişti. İnşaatlar başladı. İki kulenin kaba inşaatı bitti, üçüncü kulenin daha temeli atılmadan proje durdu...
Yıllar geçti. İnşaatların başlaması için hiçbir belirti yok. Burada da yüzlerce mağdur insanımız var.

Yahya Kaptan Mahallesi’nin girişinde, D-100 karayolu kenarında bu dev bina bugün tüm çirkinliğiyle ucube gibi duruyor...

* Kocaeli’nin turizm bölgesi olarak bilinen Maşukiye’de yine bir Arap iş insanının yaptığı 5 yıldızlı otel inşaatı da yarım kaldı. Arap iş insanı oteli yapmak için Ankara’da izinler almıştı. Kentteki yöneticilerin bu otel inşaatından haberi bile yoktu. Maşukiye’nin yemyeşil ormanlarının arasına bir hançer gibi saplanan bu otel inşaatı da yarım kaldı. Yıllardır tüm çirkinliğiyle öylece duruyor. Şimdi bu çirkin bina 167 milyon TL’ye satılır.

Bugün sadece her biri beton yığını olarak duran bu üç çirkin yapı da değil.

Dahası var.
 

İzmit şehir merkezinin göbeğinde bulunan Real Alışveriş Merkezi...
Uzun yıllar önce yapıldı. Hizmet verdi. İzmit’in çekim merkezi olmuştu.
Real Grubu uzun yıllar önce buradaki alışveriş merkezini kapatma kararı aldı. Bu alanı satın alan Kocaelili iş insanına bu şehrin yöneticileri izin vermedi. Projeden vazgeçildi.
35 dönem alan üzerinde bulunan Real AVM binası bugün kir pas ve tam çirkin bir ucube gibi öylece duruyor.

Yine şehrin merkezinde bulunan eski CarrefourSA’nın dev binası. Burası da 2000’li yıllarda yapıldı. Real AVM gibi burası da İzmit’in çekim merkezi olmuştu.
Fransız firması olan Carrefour, Sabancı Grubu ile ortaklığını bitirdikten sonra İzmit’teki AVM’yi kapatma kararı aldı. Bu alanı da Kocaelili iş insanı satın aldı. Devasa bir AVM projesi yapacaktı. Real AVM’ de olduğu gibi burası içinde dönemin yöneticileri izin vermedi. Eski CarrefourSA binası bugün tüm çirkinliğiyle öylece atıl şekilde duruyor.
Her iki AVM binası pas tutmuş, pis kokuyor...

Türkiye’nin ‘sanayi havzası’ olarak bilinen, en çok vergi ödeyen ilk üç şehirden biri, verginin en çok tahsil edildiği ilk sırada olan Kocaeli, Türkiye’ye beslemesine rağmen, kendi içindeki sorunlarını çözemiyor...

Kentin imajı açısında çok kötü olan bu durum karşısında, bu ucubeleri bu kentin yöneticileri görmüyor mu, göremiyor mu?

Kentte çirkinlik yaratan yapılar elbette yazdığım şu 4-5 tanesi değil, tüm ilçelerde, mahalle aralarında benzer çirkin yapılarla dolu...
Kenti iyi bilen, bu tür yapıları takip eden biri olarak listeyi uzatabilirim...

Bu kentin yöneticileri, tamamen ticari nedenlerden dolayı yarım kalmış, ilerleyemeyen bu yapılarla ilgili gerekeni yapmalı...

Bu ucubelerle ilgili muhakkak ki bir çözüm bulunmalı...

Bu ucube çirkin yapılar sadece görsel kirlilik yarattıkları gibi şehrin marka değerini de düşürüyor. Çünkü bu yapıların tamamı şehirler ve uluslararası yolların kenarlarında bulunuyor. Bu yollardan gelip geçen tüm yabancılar bu çirkin ve beton yığını yapıları görüyor izliyor!