Siyasette rekabet ahlakı!

Siyasette rekabetin de bir ahlakı olmalı. Kimi siyasi aktörler milletin iradesiyle rakibini yenemeyeceğini anlayınca, dolambaçlı yollara sapıp güç odaklarından medet umarak, çirkefleşerek iftira atarak, karalayarak, algı oluşturarak siyasi kazanç elde etmeye çalışıyorlar.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için "yurtdışına kaçacak" gibi ipe-sapa gelmez beyanları hezeyandan başka bir şey değildir.

Peki, sadece Sayın Kılıçdaroğlu mu? Pek tabi ki değil. Hemen her siyasi aktörün birbirine karşı aynı söylem ve eylemin içerisinde olduklarını görüyoruz. Bu millete, bu milletin evlatlarına ve bu ülkenin geleceğine yazık. Hiç kimsenin ülkenin geleceğini karartmaya hakkı yoktur, olmamalıdır da.

Evet değerli dostlar,

Demokrasilerde sandık esastır. Halkın tercihi baş ile göz üstüne.

İstanbul, Ankara gibi illerin başında CHP'nin olduğu yamalı bohçaya geçmesiyle kim ne yaptı ki, merkezi idarenin değişmesiyle kim ne yapsın?

Sayın Kılıçdaroğlu’nun hezeyanları ve yoldaşı Sayın Akşener'in Abdülhamit benzetmesiyle böylesi tahripkar söylemleri karşısında hak-hukuk, adalet, insan hakları ve siyasette ahlak teranelerine kim inanabilir ki?

Siyasette, siyasi aktörlerlerin milleti "özne" kabul eden bir anlayışı hakim kılmadığı, millet iradesine güvenmediği, saygı duymadığı ve siyasi ihtirasların belirleyici unsur olduğu müddetçe gerçek demokrasiden söz edilemez.

Seçimler yaklaştıkça bel altı vurmalar, karalamalar, iftiralar, ayaklar altına karpuz kabuğu yerleştirmeler, politik manipülasyonlar ve her türlü dalavereyi mübah gören davranışları görürüz.

Bunlar, sadece rakip partilerin bir birine karşı yaptıkları menfi tutumlar değil;  keza aynı partide olup da kendilerine potansiyel rakip olarak gördükleri insanlar için de aynı yol ve yöntemlere başvurulduğunu görürsünüz.

Bir varlık gösteremeyen, çalışmayan, çabalamayan, halk ile ünsiyet içerisinde olmayan, aidiyeti olmayan tepeden inmecilerin etrafındaki üç beş dalkavukla  varlık göstermeye çalıştıklarına şahit olacaksınız.

Halka tepeden bakan tuzu kuru kifayetsiz muhterisler ganimet elde etmenin yarışı içerisinde olduklarını hep birlikte müşahede edeceğiz.

Esasen her partinin ve her siyasi aktörün temel hedefi iktidar olmak ve seçilmek. 

Yeter ki, helal dairesinde ve ahlaki bir zeminde yarış yapılabilsin. Buna hiç kimsenin itirazı olamaz.

Nimette adalet

Külfette adalet

Temsilde adalet

Bu üç ana unsuru "emanet, sadakat, ehliyet ve liyakat" temeli üzerine bina eden siyasi mekanizmanın başarı elde edememesi mümkün değildir.

Milletin değerleriyle çatışan, bireysel menfaatlerini toplumsal menfaatlerin önüne koyan, kin, nefret ve intikam duygularıyla hareket ederek siyaset yaptığını zanneden zevatın halktan yiyeceği şamarın desibeli de yüksek olur.

Sorun çözmeye talip olmaktan çok, iktidar devşirme şehvetine kapılarak züccaciye dükkanına dalan fil misali etrafı kırıp dökmek değildir siyaset.

Siyaset; iyiyi, daha iyiyi yapmaya namzet olmanın manivela aracı olmalıdır. Kin ve nefretin, düşmanlığın ve öç almanın değil.

Gelinen noktada siyaset, intikam duygusuyla birbirini yok etmeye ahdetmiş, seçmenlerini de giderek bu yolda bileme aracı haline getirmiştir.

Siyaset; tatlı bir rekabetin zemini olmaktan çıkmış toplumsal zıtlaşmanın "atış alanı" haline gelmiştir. Seçmenlerini de giderek bu mayınlı alana çekmesi tehlikenin boyutlarını ortaya koyuyor.

Ayırımsız herkesin ve her siyasi aktörün topluma rahat nefes aldıracak, kardeşlik hukukunu yeniden tesis edecek, üslubunu yumuşatacak ve bunu da seçmenlerine nüfuz ettirecek söylem ve eylemlerde bulunması toplumsal uzlaşma kültürü adına yakıcı ihtiyaçtır.

Milletvekillerinin meclis kulisinde tüm farkındalıklarına rağmen bir birlerine gösterdikleri iyi niyeti, hoşgörüyü aynı samimiyetle seçmenlerine/halka yansıtmaları ahlaki bir gerekliliktir.

Kürsüde atışarak, kuliste de sarmaş dolaş olmak samimiyetsizliğin alameti farikasıdır.

Umarım akl-i selim galebe çalar ve sağda da solda da tatlı bir rekabet siyasi arenaya hakim olur.

Amaç hizmet yarışı ise, yapılacak olan budur.

Acizane beklentim bu minval üzeredir.

M. Zeki CANŞİ