İnsanların gönlünü almadan oyunu alamazsınız

Bakın Cumhurbaşkanımız R.Tayyip Erdoğan’ın  çok kullandığı güzel bir  tabir var.  Artık gönül siyaseti  yapma  zaman ı insanlara  ne kadar  güzel  hizmet ederseniz edin yaptığınız hizmetle birlikte vatandaşın  gönlünü alamadığınız  taktirde  asla  oyunu  alamazsınız  diyor.  Yani anlaşılan ne kadar yollar ve köprüler yaparsanız yapın vatandaşın gönlüne giden yol ve köprüleri yapamazsanız hiç kusura bakmayın oy yerine havanızı alırsınız. Sayın Başkan’a gel de  hak verme  biliyorsunuz  son yerel seçimlerde  bunun  yansımalarını  hep  birlikte  yaşayıp  gördük. Onun için bende diyorumki Türk insanı duygusaldır. Oyunu da kullanırken duygularına göre kullanır. Yani sandığın başına gittiğinde sizin söylediklerinizi de yaptıklarınızı da unutabilir ama  sizden  ne  hissettiğini  asla unutmaz  çünkü  o  his  kalpten  gelen  bir  histir  asla  yanılmaz. Çünkü soğuk bir kalpten sıcak söz çıkmaz. Vatandaşımız ferasetiyle onu anlar. Şimdi yaptığımız  bu   tespitlerden  sonra tecrübelerime dayanarak derim ki ! İnsanların gönlünü almak için önce insanları sevecek  ardından da  insanlara   kendinizi sevdireceksiniz  bunun  başka  çaresi  yok. Çünkü  insanların  gönlüne  giden yol sevgiden geçer. Tabii ki kendinizi insanlara  sevdirmenin de bazı şartları var . Bende bu gün  sizlere   bu konuda kaleme aldığı Dr.Uğur Tandoğan’ın bir makalesinden  bahsetmek  istiyorum yazar   bir makalesinde  diyor ki !

       İnsanlara hayatta sevilen bir  insan olmak ister misiniz  diye  bir  soru  sorsak?  Bu dünyada tek başımıza yaşamadığımıza göre, bu sorunun cevabı çoğu insan için “Evet” olacaktır sanırım. Düşünsenize  etrafınızın bir sürü sizi sevmeyen insanlarla çevrili olduğunuzu. Sürekli negatif elektrik yüklü bir havayı teneffüs ettiğinizi bir düşünün.  İnanın  bu durum insan sağlığı için zararlıdır. Öte yandan bu olay iş dünyasında da pek farklı değil.  İş ilişkilerinde ya müşterisinizdir ya da insanlar sizin müşteriniz. Hep bir alışveriş  söz konusu. Bazen alıcısınız, bazen satıcı. El değiştiren  ya bir maldır ya da bir hizmet. Alışveriş yaptığınız kişinin sizi sevmesi işlerinizi kolaylaştırır; size ekstra bir şey kazandırmasa da, zarar vermez. Bu nedenle başkaları  tarafından sevilmek kötü bir şey değildir. Gelin isterseniz hem iş hayatı hem de siyasi hayatınızda başarılı olmak konusunda  birkaç  maddeyi sizlerle  paylaşayım.

1- İnsanlarla içtenlikle ilgilenin...

Mesela sizinle ilgilenmeyen birisini neden sevesiniz ki? Böyle bir durum ancak karşılıksız, takıntılı aşklarda olur. İnsanlarla ilgilenmiyorsanız, onlardan sizi sevmesini beklemeyin. Eğer onların sizi sevmesini istiyorsanız onlara ilgisiz kalmayın. İnsanlara, onların yakın çevrelerine, hüzünlü günlerinde, sevinçli günlerinde onlara ilgi göstermelisiniz ki gönül bağı oluşsun. Ama ilginin de yüzeysellikten uzak, içten olması gerekir. Yani insanlara karşı candan  olun  camdan değil.

2- Gülümseyiniz...

Bir  kişinin  arkasından yani öldükten sonra hiç şöyle bir şey duydunuz mu “Allah rahmet eylesin. Çok asık suratlı bir adamdı, ama çevresince çok sevilirdi” diye bir laf ben şimdiye kadar duymadım. Sıcak bir gülüş, insanlarla iyi ilişki kurmak için çok önemli başlangıçtır. Kişiler ile aranızdaki mesafeyi azaltan bir faktördür. Bu soğuk ve daha da soğumaya eğilimli dünyada çok güçlü bir buz eriticidir. Gülümseyiniz; göreceksiniz ki gülümsedikçe çevrenize yaydığınız sıcaklık onların gönüllerini ısıtacaktır; karşıdan gelen yansımadan dolayı da sizin yüreğiniz ısınacaktır.

3- İnsanların isimlerini öğreniniz...

Mesela bir Batı kültüründe isim çok önemlidir. Biz birinin ismini bilmesek de birader, amca, teyze, abi, kardeş  ifadeleri ile idare ederiz. Ama birisi size isminizle hitap ettiğinde hoşunuza gider. “Vay canına, adam ismimi bile biliyor. Demek ki bana önem veriyor” dersiniz. İçinizde o kişiye karşı sevgi çiçeği açmaya başlar. Bu nedenle, insanların isimlerini öğreniniz ve onlara isimleri ile hitap ediniz.

4-İyi bir dinleyici olunuz.

İnsanların kendileri hakkında konuşmasına izin veriniz... Çevrenize şöyle bir bakın. Hep ben konuşayım diyen, fazla geveze kişileri insanlar sevmez. “Adam sanki ağız ishali, bir susmadı. Hep o konuştu. Kimselere fırsat vermedi” diye anılan birisi, sevilen kişi koltuğuna oturamaz. Eğer insanların sizden hoşlanmasını istiyorsanız, çenenizi tutmasını biliniz; bırakınınız onlar  konuşsunlar. Bırakınız kendileri hakkında konuşsunlar. Onları gülümseyerek ve ilgi ile dinleyiniz. Siz ondan sonra söylecek bir sözünüz varsa eklersiniz.

5- Onların ilgilendikleri konularda konuşunuz...

Bazen şöyle şeyler duyarım: “Ne kadar uğraştımsa adamla bir ilişki kuramıyorum. Hangi konuyu açsam, adam yan çiziyor. Ne konuşayım abi adamla?” O zaman ben sana şöyle derim: “Hiç o adamın hangi konu ile ilgilendiğini merak ettin mi? Biraz onu tarttın mı. Bakalım o ilgilendiği konuyu aç, konuşuyor mu konuşmuyor mu?” İşte size hiç modası geçmeyecek, hemen hemen herkesin ilgileneceği bir konu önereyim: Mesela çocuklar. Karşınızdaki kişinin çocukları veya torunları hakkında ona bir soru sorun. Bakalım konuşacak mı susacak mı?

6- Karşınızdaki kişinin kendini önemli hissetmesini sağlayınız ve bunu içten yapınız...

Bu bir karşılıklar dünyasıdır. Verdiğiniz değer ve önem derecesinde değer görürsünüz. Bu nedenle, karşınızdakilere önem veriniz; onların kendilerini önemli hissetmelerini sağlayınız. Ama bunu yapmacık olarak değil de, içtenlikle yapınız.

Sonuç

Gördüğünüz gibi, biz  bu  ilkeleri  sıraladık  ama asıl önemli olan, bu ilkeleri uygulamak. Bu ilkelerin isabetli olup olmadığını anlamak istiyorsanız çevrenizdeki sevilen  kişilere, mesela Parti Liderleri, Milletvekili  veya  Belediye  Başkanlarına  bir  bakınız. Göreceksiniz ki sevilen insanlar bu ilkelerin  çoğunu  uyguluyordur  bunu  iyi bilin.

Herkese iyi pazarlar.