Bu iki devletin ve Avrupa ülkelerinin, ülkemiz ve İslam ülkeleri üzerindeki planlarını ve hedeflerini özetleyerek, maddeler halinde sıralamak istiyorum.
1-Amerika, Rusya ve Avrupa ülkeleri, Türkiye’nin bölgesindeki ülkeler üzerinde siyasi, sosyal, askeri, ekonomik ve kültürel etkisinin olmaması için sahada ve masada güçlü olmasını istemiyorlar. Bölge devletleri üzerindeki söz sahipliği sadece kendilerinde ait olmasını istiyorlar.
2- Siyonistlerin batıl inançlarından olan, Nil nehrinden Fırat nehrine kadar olan topraklar üzerinde büyük İsrail devletinin kurulmasını kolaylaştırmak için, her yönüyle zayıf bir Türkiye’nin olmasını arzuluyorlar.
3- Amerika, Rusya ve İngiltere İslam coğrafyasındaki menfaatlerini korumak için Türkiye’yi kaybetmek istemiyorlar. Düne kadar güçsüz bir Türkiye ile işbirliği yapmak işlerine geldiği halde, bugün her alanda yükselen güçlü bir Türkiye ile iş birliği yapmaya mecbur olduklarını biliyorlar.
4-Tarih boyunca her yolu deneyerek, dünya ülkelerinin birçoğunu, Arap ülkelerinin bir kısım liderlerini, bir kısım Şia molalarını Türkiye”nin aleyhine çevirmeyi başarmış görünseler de, istedikleri manada Türkiye yalnızlaştıramadılar. Türk, Arap, Pakistan, Malezya, Endonezya ve Afrika halkını, Osmanlını bakiyesi ve devamı olan müslüman Türk milletinin aleyhine çevirememişlerdir. Bu durumu yaşayarak öğrenen şer cephesi, Türkiye’nin arkasında duran ülkeleri tarih boyunca ve günümüzde gizli açık her türlü baskı dayatmalarla ifsat etmeye çalışsalar da, istedikleri neticeyi alamayacaklardır.
5- Sayın Erdoğan’ın “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” sözünü çok iyi anlayan şer cephesi, İslam dünyasının yeniden bir araya gelerek, Osmanlı İslam imparatorluğunun kurulmasının endişesini taşıdıklarından, İslam ülkelerini birbirine kırdırtmak suretiyle, İslam ümmetinin yeni bir güç olarak, dünya siyaset masasında yer almasına engel olmaya çalışmaktadırlar.
Şer cephesi; Türkiye’nin gücünü kırmak için her yolu denediği halde, istediği manada başarılı olamamıştır. Türkiye kararlı bir şekilde, şer cephesinin tüm planlarına karşı dik durarak, Yüce Allah’ın izniyle, Siyonist merkezli şer cephesinin ikinci bir İsrail’in kurulmasının alçak planlarını bozmuştur.
Görünen o ki, dünya siyaseti çok hızlı bir şekilde değişmektedir. Bir gün önce söylenenler, bir gün sonra tam tersi söylenmektedir. Bunun sebebi, fitne ve fesat üreten şer cephesi, ölüm vakitlerine doğru hızlı bir şekilde koşmalarıdır. Zira Siyonistlerin ve onların güdümünde olan şer cephesinin acelesi vardır. İlahi ferman gereği, ecel vakti geldi mi ileri geri tehir edilmez.
09-Ekim -2019 tarihinde Sayın devlet başkanımız Erdoğan’ın emriyle başlayan Barış Pınarı Harekatı şer cephesini ciddi bir şekilde sarsınca, 19-Ekim-2019 tarihinde, Amerikalılar Türkiye gelerek antlaşma masasına oturmuşlar ve Türkiye’nin tezlerini kabul etmişlerdir. Bilelim ki, Barış Pınarı Harekatı ve anlaşması, Al-i İmran süresinin 118.119.120, Tevbe suresinin 4. Enfal suresinin 55.56.57.58.59.60.61. ayetlerine göre yapılmıştır.
“Ey iman edenler, sizden olmayanları dost tutmayın, sizi şaşırtmakta kusur etmezler sıkıntıya düşmenizi isterler. Öfkeleri ağızlarından taşmakta, gönüllerinde gizledikleri daha büyüktür. Size bir iyilik dokunursa fenalarına gider, başınıza bir bela gelirse seviniriler. Anlaşma yaptığınız müşrikler, anlaşmalarında hiçbir eksiklik yapmaz ve sizin aleyhinize hiçbir kimseye arka çıkmazlarsa, anlaşmanın suresi doluncaya kadar anlaşmayla alakalı görevlerinizi yerine getirin.” (Al-i İmran 118.119.120 Tevbe 4)
“ Allah katında anlıların en şerlisi inkâr edip iman etmeyen kimselerdir. Onlar her defasında anlaşmaları bozan kimselerdir. Onlar aciz bırakamazlar ve ileride gidemezler. Herhangi bir toplumun hainliğinden endişe edersen, evvela anlaşmalarını reddettiğini açıkça kendilerine bildir. Çünkü Allah hanileri sevmez. İnkâr edenler, ileri gittiklerini asla sanmasınlar, çünkü onlar aciz bırakamazlar. Sizde onlara karşı gücünüzü yettiği kadar hazırlık yapın. Allah yolunda ne masraf yaparsanız, karşılığı tamamen ödenir, hiç de zarar etmezsiniz, Eğer barışa yanaşırlarsa sende ona yanaş ve Allah’a dayan çünkü O, her şeyi işiten ve bilendir.” (Enfal 56.57.58.59.60.61)
Lehimizde görülen antlaşmanın lehimizde devam etmesini istiyorsak, şu hususlara dikkat etmeliyiz.
1- Milletimiz ve İslam ümmeti fetih suresini okumaya ve dua etmeye devam etmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşunu, ferasetini, askerlerimizin sahada, diplomasimizin masada ki mücadelesini ve Yüce Allah’ın(CC) yardımını hiçbir zaman unutmamalıyız.
2- Zor zamanda Yüce Allah’ sığınarak fetih suresini okumak, dua etmek, birlik ve beraberlik mesajları vererek, Yüce Allah’ın izniyle rahata kavuştuğumuz halde, kolay zamanda Yüce Allah’a kul olmaktan kaçınmak, dua etmemek, Kur’an ve sünnete sarılmamak nankörlük olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Yüce Allah bu hususta şöyle buyuruyor; “..Derken Allah sizi kurtarıp karaya çıkarınca hemen yüz çevirirsiniz insan çok nankördür.” İsra 67,68 ve 69.)
3-Barış Pınarı harekâtını durdurmak için, Amerika ile yapılan 13 maddelik anlaşmayı ifrat derecesinde büyütmemeliyiz, tefrit derecesinde de küçük görmemeliyiz. Yapılan antlaşmaya temkinli ve tedbirli yaklaşmalıyız. Nefsimizi akılımızın, aklımızı imanımızın önüne koymadan, Yüce Allah’ın bizlere haber verdiği hususlara göre hareket etmeliyiz.
Kıbrıs barış harekâtının emrini veren rahmetli Erbakan hocaya haksız bir şekilde muhalefet ederek, merhum Ecevit’i Kıbrıs fatihi ilan ederek seçim kazandıranların, bugün Sayın Erdoğan’a neden muhalefet ettiklerini anlarım. Lakin milli görüşçü olduklarını söyleyen bazı insanların, rahmetli Erbakan hocaya muhalefet edenlerle birlikte Sayın Erdoğan’a muhalefet etmelerini anlamakta zorlanıyorum. Yüce Allah (CC) ayaklarımızı kaydırmasın. Alaettin KÖKSAL
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.