Korona virüs hayatın akışını değiştirdi...
Devlet ve kurum yöneticileri yaklaşık 7 aydır vatandaşı korona virüsten korumak için mücadele ediyor.
10 Mart tarihinden 1 Haziran tarihine kadar ülke olarak neler yaşadığımızı biliyoruz.
Zor günler geçirdik.
Hiç alışık olmadığımız bir hayata kilitlendik.
Sokağa çıkma yasaklandı, esnaf kepek kapattı, tüm sosyal mekanlar kapılarına kilit vurdu..
Bırakın dışarıyı, evdeki insanlar bile virüs bulaşmasın diye yan yana gelmekten korktu, ayrı odalarda kaldı...
Bu korku ve panik havası 1 Haziran’a kadar sürdü...
1 Haziran’dan sonra yeni normalleşme süreci başladı.
Yani kontrollü hayat...
Neydi bu?
Virüse karşı daha dikkatli olacağız...
Maske takacağız, sosyal mesafeyi koruyacağız, hijyen kurallarını ihmal etmeyeceğiz...
Bunları kusursuz yerine getirdik mi salgın artışının da önüne geçmiş olacağız.
Yani her şey bizim kendi elimizde...
Peki, üzerimize düşeni yapıyor muyuz?
Kısmen...
Çoğunluk olarak vatandaşlık görevimizi yerine getirmiyoruz.
Görevlerini yerine getirmeyenler devleti ciddi anlamda uğraştırıyor.
İtiraf etmeliyim ki; vatandaşlarımız laf dinlemiyor.
Maske takmıyor, sosyal mesafe kuralını ihlal ediyor...
Temizlik konusu ise Allah’a havale bir durumda...
Vatandaş dışarıdan evine giderken elini 20 saniye süreyle sabunla yıkıyor mu bilemem(!)
Devlet yönetimi, Sağlık Bakanı her gün televizyon ekranlarında kurallara uymamız için uyarılar yapıp duruyor...
Yine de dinlemiyoruz!
İl Valisi, Kaymakamlar, Emniyet Müdürü, Sağlık Müdürü, vatandaş maske takıyor mu takmıyor mu diye sokağa çıkıp maske denetimi yapıyor(!)
Olacak şey mi bu...
Gelişmiş ülkelerde bu böyle mi?
Gelişmiş ülkelerdeki devlet yöneticileri; bilim kurulunun önerilerini ve kurallarını halka açıklıyor; ‘şunlara dikkat ederseniz virüs size bulaşmaz’ diyor.
Gelişmiş batılı ülke vatandaşları kurallara harfiyen uyuyor...
Bakın virüsün çıktığı merkez olan Çin’in Vuhan şehrinde vaka sayısı sıfırlandı...
Peki, bunu nasıl başardılar?
Tabi ki kurallara sıkı sıkıya uyarak...
Kuralları hiçe saymayarak...
Gelişmiş batı ülkelerinde insanlar bilinçli, kural neyse onu harfiyen uyguluyor.
Doğu ülkelerinde ise kurallar genelde korku nedeniyle yerine getiriliyor.
Yani şu; “ben bu kuralı uygulamasam ağır cezaya çarptırılırım” düşüncesi var.
Çin, Japonya, Tayvan, Güney Kore gibi ülkelerde korona virüs salgınıyla mücadele konularında nasıl tedbirler aldıklarını, kurallara nasıl harfiyen uyduklarını televizyon haberlerinde imrenerek izliyoruz.
Peki, biz bunu neden başaramıyoruz?
Ben söyleyeyim; Bizde ne bilinç var ne de korku var...
“Bana bir şey olmaz” düşüncesi var...
Bundan dolayıdır ki bizde vaka sayısı da artar, ölüm oranları da yükselir...
10 Mart ile 1 Haziran tarihleri arasında ülkemizdeki vaka ve ölüm oranları çok yavaştı. Hatta bir ara düşüşe bile geçtik.
1 Haziran’dan sonra yeni normal hayatın başlamasıyla birlikte hem vaka sayısı hem de ölüm oranları arttı.
Çünkü kurallara uymuyoruz...
Kontrollü hayatın ne olduğunu anlayamadık.
Hiçbir şey takmıyoruz...
Gazetede hemen her gün, maske takmadığı için polisin kestiği ceza miktarlarını haberleştiriyoruz.
Kimi gün 300, kimi gün 500 ve daha yukarısında vatandaşa ceza kesiliyor.
Maske takmayanlara verilen cezaların dışında sosyal alanda da tedbirlere uymayan işletmelere kesilen cezalar da ayrı.
Maske takmamanın cezası 900 TL, tedbirlere uymamanın cezası ise 3 bin 200 TL.
Bu cezalar keyfi olarak kesilmiyor veya caydırıcı olsun diye de öylesine kesilmiyor.
Kesilen cezalar tahsil ediliyor. Ödemeyenlerin evlerine hacız gönderiliyor.
Kurallara uyulsa, devlet ceza kesmek için sokaklara inmese, herkes dikkatli davransa daha iyi olmaz mı?
Biz bunu beceremiyoruz işte...
Kurallara uymak bize zor geliyor.
Kendi hayatımızı ve başkalarının hayatlarını önemsiz görüyoruz...
Aziz Nesin yıllar önce ne demişti de mahkeme Nesin’in söylediğini haklı bulmuştu?
İşte bütün mesele burada gizli...
Mesele, kültür meselesidir bence...
Hepsi bu...
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.