Bu milleti artık kapılara baktırmayacaksınız

Değerli dostlar  bugünkü yazıma yaşanmış  gerçek bir  mahkeme  olayını  anlatmakla  başlamak  istiyorum. Amerika da bir ragbi oyuncusu hanımını  öldürmekle  suçlanır. Fakat  gel  gelelim  emniyet  tarafından  yapılan  bütün   araştırmalara  rağmen  ortada  ne  bir  ceset  nede  kocasının  karısını  öldürdüğüne  dair  onu  suçlayacak  bir  delil  bulunmaz. Fakat  kocasının  devamlı  bir  tedirginlik  hali  mahkeme  heyetini  şüphelendirir.  Maktulün avukatı da  her  duruşmada  adamın  suçsuz  olduğunu  ispatlamak  için  çaba  sarfeder. Bir sene  kadar  süren  duruşma  trafiğinden  sonra  son  duruşma  gününe  gelinir.

Maktulün avukatına son  olarak  söz  verilir  ve  avukat  bey  tarihi  bir  savunma  yapar. Savunmasına  başlarken  Mahkeme  heyetiyle  birlikte  mahkeme  salonunda  bulunanlara  bakın  birazdan  burada  bir  mucize  yaşanacak  öldürüldüğü  iddia  edilen  bayan  ben  ona  kadar  saydığım  anda  mahkeme  kapısından  içeri  girecek  der  ve  Mahkeme  heyeti  dahil  bütün   gözler  mahkemenin  kapısına  yönelir. Avukat  bir, iki, üç  diye  saymaya  başlar  ona  kadar  sayar  fakat  kapıdan  içeri  kimse  girmez.

 Mahkeme  başkanı  hemen  ne  oldu  avukat  bey  kapıdan  içeri  kimse  girmedi  deyince  avukat  bakın  efendim  demek ki  bu  salondakilerin  hiçbiri  kadının  öldüğüne  inanmıyorlar ki  herkesin  gözü  bir  anda  kapıya  yöneldi  der. Kendisine  göre  bu  harika  savunmadan  sonra  Mahkeme  heyeti  karar  vermek  için  duruşmaya  ara  verir.  Tabii ki  bu arada maktuün  tarafı  avukatı  tebrik  ederek  mahkemenin  lehlerine  sonuçlanacağı  inancıyla  sevinirler.  Yarım saat  sonra  ara  biter  ve  Mahkeme  heyeti  tarihi  kararını  açıklayarak kadının  kocasını  suçlu  bulur ve  mahkum  eder.  Avukat  bey  karara  birden  itiraz  ederek  mahkeme  heyetinin  üzerine  yürür. Mahkeme  başkanı  avukatın  kulağına  eğilerek  avukat  bey  sen  bize  kapıya  bakmamızı  söylerken  ben de  maktule  bakıyordum. Karısının  öldüğünü  bildiği  için  o  kapıya  doğru  hiç  bakmadı  onun  için  onu  suçlu  bulduk  der.

Bakın  dostlar  bu  olayı  neden  anlattım. Bugün hem Dünyada hem de Türkiyemizde öyle  garip  olaylara  şahit  oluyoruz ki. Bizleri çoğu  zaman  başka  yönlere  baktırarak asıl  suçluyu  unutturmaya  çalışıyorlar. Neden mi dersiniz  bakın  sizlere  çok  bariz  birkaç  örnek  vereyim.  Hadi  fazla  geri gitmeyeyim daha  gerilerde de  çok  şeyler  ama  rahmetli  Menderesin  yargılanıp  asıldığı  zamanı biraz  anlatayım  belli  bir  yaşın  üzerindekiler  iyi  hatırlarlar  Ülkenin  Başbakanını  asmak  için  uydurma  sebepler  bulmak  için  çok  uğraştılar  yok  bebek  davası  dediler, yok  köpek  davası  dediler  ve  rahmetliyi  astılar. Çünkü  yukarıdaki  olay  gibi  milleti  hep  başka  şeylerle  oyalayıp  yapılan  haksızlığı  unutturmak  zorundaydılar ve  onu  yaptılar  herkesi  mahkemenin  kapısına  baktırdılar.

Sonra  1980  ihtilalinde  memleket  elden  gidiyor  diyerek   binlerce  masum gencimizin  kanını  ellerine  bulaştırarak bu  dünyadan  hepsi  göçüp  gittiler. Hani  şairin  dediği  gibi. Şu  güzelim  dünyada ,Ne  kendi  etti  rahat. Ne etrafa verdi  huzur. Yıkıldı gitti  dünyadan. Dayansın  ehli  kabir. Dediği  gibi.    

Gelelim  28  Şubatta  rahmetli  Erbakan’a  yapılanlara  yok  başörtüsü, yok  irticacı, yok  gerici  dediler ,o  aradada  televizyonlarda  bizzat  kendilerinin  kurguladıkları  Müslüm  gündüz  olaylarıyla da  milletin  kafasını  bulandırarak  zemini de  kendilerine  göre  ayarlayıp  ne  kadar  güzel  giden  hükümeti  al  aşağı  ettiler  orada da  milletin  gözlerini   mahkeme  kapısına  çevirtip  işi  bitirdiler.

Bugünde  İçleri hiçbir zaman karışıklıklardan kurtulamayan   CHP ile İYİ Parti Genel Başkanları kendi yönetim beceriksizliklerini örtmek için AK Parti ve Cumhurbaşakanımız R.Tayyip Erdoğan’ı  suçluyorlar. Sözüm  ona  partilerini karıştırmak için birilerine  maddi  destek veriyormuş. Yahu  arkadaş  sizin  karışıklığınız  bugünün  işi  değil ki   Türk  Milleti   bildik  bileli  sizin  içiniz   karışıklığını  ve  aranızdaki  koltuk kavgasını  zaten  biliyor   dışarıdan  birilerinin  müdahalesine  gerek  yok.  Buyrun bugünlerde televizyon kanallarında  CHP’li  Muharrem  İnce  ile  İYİ  Partili  Ümit  Özdağ’ı  dinleyip  Partilerinizin  içindeki  kirli  çamaşırlarınızı  nasıl  ortaya  döküyorlar  izleyip  dinleyin  yeter.  Bakın arkadaşlar  halkımız  bu  halinizi  iyi  bildiği   için  zaten  sizleri  iktidara  getirmiyor.  Halkımız  şu  an  sizlere  aynen  şunu  diyor  kendi  Partisini  idare  edemeyen  bir  Genel  Başkan  Koca  Türkiye’yi  nasıl  idare  edecek  diyor . İnanmıyorsanız  çıkıp  bir  anket  yaptırın  sizlerde  mutlaka  aynı  sonuca  varacaksınız inanın. Kendi iç karışıklıklarınızı örtmek için hedef şaşırtarak AK Parti ve Külliyeyi yani Cumhurbaşakınımızı hedef göstermekten vazgeçin artık  millet bu manipülasyonlarınızı  yemiyor benden söylemesi.   

 Ama  ne  yazık ki  arkadaş  bunlar  hala  durmuyorlar  ve  aynı  taktikleri  Cumhurbaşkanımız  R.Tayyip  Erdoğan’a  uygulayıp  hem  Dünyanın  hem de  Türk  Halkının gözünde  küçük  düşürmek  için  her  türlü  yolu  denemeye  devam  ediyorlar.  Yok  sarayın  padişahı ,yok  gezi  olayları, yok Fetö, yok  15 Temmuz  darbe  girişimi ,yok  Pkk, Pyd, yok  Deaş. Terör  örgütleri, yok  Suriye’den  gelen  mülteciler, yok  ekonomik  saldırılar, yok  Akdeniz’deki sondaj  krizi , son  olarak da  S 400  füzeleri  derken  akılları  sıra  Türkiye’yi  bir  kenara  sıkıştırıp  Cumhurbaşkanımızı  yemeye  çalışıyorlar. Yok  öyle  yağma  millet  artık  uyandı  beyler.  Bakın  beyler  özellikle  hem  yurt  dışı  hemde  yurt  içindeki  Türkiye  düşmanlarına  şunu  söylemek  isterim ki.  Demek ki R.Tayyip Erdoğan’ı  sizler  hala  tam  olarak  tanıyamamışsınız  yahu  görmüyormusunuz  adamda  mangal  gibi  yürek  var  ben  kefenimi  giydim  öyle  geldim  bu  makama  diyor.  Şuan dünya üzerinde ölümü  göze  alan  bir  adama  karşı  daha  bir  silah  üretilmedi.  Hiç boşuna  uğraşamayın  bu  milleti  artık  yukarıda  anlattığım  avukat  olayı  gibi  mahkeme  kapısına  baktıramayacaksınız  çünkü  Türk  Milleti  şu  anda  daha da   bir  vatan  aşkıyla  aynen  15  Temmuz da  olduğu  gibi  hala  Cumhurbaşkanımızın  bir  sözünün  ve  gözünün  içine  bakıyor  bunu  hiç  unutmayın. Herkese iyi pazarlar.