CHP belediyeciliği

Tıkanmamızı aşamamamızın nedeninin yapısal sorunlarımız olduğu biliniyor. Konjonktüre bağlı, dönemsel, anlık sorunlarla baş edemiyoruz. Görece farklı başarılarımız yetmiyor. Ekonomik, demokratik, kurumsal, bireysel bütün işleyişlerimizi ve çalışmalarımızı kapsayan demokratik dönüşümümüzü başarmalıyız. Çözülmesini sağladığımız vesayet sisteminin yerine hepimizi kapsayacak Demokratik Hukuk Devletini inşa edebilmeliyiz. CHP belediyeciliğinden beklenilen belirleyici etki bu kapsamdadır. Mart 2019 yerel seçimlerinde Türkiye’nin yerel yaşam alanlarının yarıdan fazlasının, CHP belediyeciliği anlayışıyla yönetilmesini halkın desteği sağlamıştı. Daha kapsayıcı yerel yönetim anlayışına ihtiyaç olduğu için iktidar partisini iktidarda tutan “ hizmet belediyeciliği “ olarak tanımlanan vesayet sisteminin dışarıda bıraktığı halkın ihtiyaçlarının oluşturduğu yaklaşım yetemez hale gelmişti. Türkiye’nin özgün şartlarına göre oluşan ve vesayet sisteminin çözülmesi önceliğini kapsayan yaklaşım, demokratik kurumsal sürdürülebilirliğe taşınamadığı için yeni yerel ve genel yönetim ihtiyacı ortaya çıktı. 

CHP BELEDİYECİLİĞİNDEN BEKLENİLEN

CHP Belediyeciliği, oluşan toplumsal gerçekliğin kabullenilip aşılmasını sağlayabildiği oranda kabul görecektir. Yaşanan gerçeklikle, toplumsal değerlerle bütünleşen yerel CHP adaylarının kabul edilebilir bulunması, desteklenmesi bunun açık belirtisi. Demokratik dönüşüm ihtiyacı karşılanamadığı için ortaya çıkan dinamizmin, ülkemizin bütün sorunlarını sahiplenmesi ve toplumsal verimliliğe taşıması başarılamıyor. Sahip olunan siyasi konuma tutunan ve belirleyici olmak isteyen anlayışlar aşılamıyor. CHP’nin sorumluluk yüklenen kadrolarının ortaya çıkan beklentileri karşılamakta zorlanılmasının temel nedeni aşamadığı eski alışkanlıklarıdır. İktidar partisini var eden ve iktidarda tutan “ hizmet belediyeciliği “ ni anlamaya, doğruları, yanlışları ve eksikleriyle yüzleşmeye, aşmaya çalışılması yetersiz. Öncelikli sorun haline gelen, ekonomik sürdürülebilirliği sağlayacak, halkın tamamını üretime, demokratik paylaşıma ve yarışa katacak yaklaşımların sergilenmesi bekleniyor.

İKTİDAR PARTİSİ SİYASETİNİN AŞILAMAZLIĞI

İktidar partisinin kendi anlayışını ve kadrolarını merkeze alan yaklaşımını hatırlatacak görünümlerin sergilenmemesine çalışılması yeterli gelmiyor. Vesayet sistemi devletin, kurumları, kuralları, kurulları ve kadrolarıyla merkezde olduğu, nisbi demokratik uygulamalarla meşruiyetin sağlandığı, inancına, ibadetine, geleneğine, göreneğine, kılık, kıyafetine, farklılıklarına bağlı halkı dışarıda bırakıldığı, evrensel değerleri şekilci yaklaşımlara indirgeyen baskıcı yönetim sistemiydi. İktidar partisi siyaseti, vesayet sisteminin dışarıda bıraktığı halkı temsil ederek, vesayet sistemiyle, doğrusuyla, yanlışıyla, eksiğiyle mücadele etti ve çözülmesinde belirleyici oldu. İktidar partisi, vesayet sistemi gerçekliğini toplumsal temel sorun olarak ortaya koyamadığı, toplumsal yüzleşmeyi başaramadığı, vesayet sisteminin yerine Demokratik Hukuk Devletinin inşasının tamamlanmasını sağlayamadığı için sürdürülemez hale sürüklendi. Vesayet sistemiyle yüzleşmemek, sistemin dışarıda bıraktığı halkın, yaşadıklarını, inançlarını, değerlerini, değişmek, gelişmek tutkularını tanımamak, sahiplenememek anlamına gelmektedir. Bu nedenle sürdürülen çalışmalar, sergilenen mücadeleler inandırıcı olamamaktadır. 

YERİNDEN YÖNETİM YAKLAŞIMI

Türkiye’nin kalkınması, değişmesi, gelişmesi, refah toplumuna ulaşması ve bilgi toplumuyla uyumu, Avrupa’nın ortak değerleriyle örtüşüyor. AB’ ile tam üyelik için müzakerelerin tıkanmasına, AB ülkelerinin kendi konumlarını ve çıkarlarını merkeze alan yaklaşımlarının yanı sıra, eski alışkanlıklarımıza AB’nin zorlamasının da etkisi oldu. Ekonomik/demokratik kurumsal sürdürülebilirliği merkeze alan yaklaşımların, müzakere, diyalog, karşılıklı iletişim ve etkileşim anlayışıyla sürdürülememiş olması, AB ile müzakere sürecini verimsiz hale getirdi. Yerinden yönetim yaklaşımı, katılımcı demokrasinin uygulanmasını sağlaması nedeniyle hem ihtiyaç duyulan yeni yerel yönetim ihtiyacını karşılayabilecek hem de AB ile ortaya çıkan sorunların aşılmasına katkı yapabilecektir. Bu yaklaşım, yerel yönetim alanında ihtiyaç duyulan farklılığı, alternatifliği ve kabul edilebilirliği ortaya çıkarmaya katkı yapabilecektir. Evrensel değerlerle, AB yerel yönetim yaklaşımlarıyla örtüşebilecek CHP belediyeciliği, demokratik dönüştürücü siyasetin temsiline ulaşılmasında belirleyici önemdedir.