Sayın Erdoğan iman ve ibadet ehli olan dirayetli bir liderdir

İman ve ibadet ehli olan mü’minler; sözlerinde sadık, fedakâr, vefalı, cesur ve ferasetli insanlardır. Sayın Erdoğan da mü’min bir insan olarak, hayatı boyunca vatanı, dini, milleti ve İslam ümmeti için gece gündüz çalışan sözünde sadık vefalı bir liderdir.  Şer güçlerin ülkemiz üzerinde uygulamak istedikleri ihanet planlarını bozan, bozamaya çalışan dirayetli ve ferasetli bir liderdir.   

Sayın Erdoğan siyasi bir lider olmanın yanında,  ülkenin ve milletin milli çıkarları için, şer güçlere karşı dik durabilen, bölgesel bir güç olmanın kararlığıyla hareket eden tarihi bir şahsiyet olarak tarihin altın sayfalarında yerini alacaktır. Tarihi geçmişimizde ve yakın tarihimizde, ülkemize karşı yapılan dış ve iç saldırıların neden ve sonuçlarını idrak edemeyenler, vatanını ve milletini seven, dini ve mukaddes değerlerin korunması için bedel ödeyen tarihi şahsiyetleri, siyasi liderleri, milli ve yerli aydınları anlayamayanlar, Sayın Erdoğan’ı anlayamazlar. 

Sayın Erdoğan’a muhalif olan bazı kişiler, meydanı boş bulmuşçasına, televizyon ekranlarından, meclis kürsüsünden, Sayın Erdoğan’a diktatör diyenler, halkın geçmişte yaşadıkları acı hatıraları hatırlatmaktadırlar.  Sayın Erdoğan’ı diktatörlükle suçlayan, fütursuzca eleştiren siyasilere, gazetecilere, sözde aydınlara, belgelere dayalı etkileyici ve düşündürücü cevaplar vermelidirler.   

Milli ve manevi değerlere önem veren gazeteciler, yorumcular, taklitçilikten uzak kendilerinden emin olmalıdırlar. Reyting uğruna, milli ve manevi değerlere saygısı olmayan insanları, kendi ekranlarına çıkarmak,  gazetelerinde köşe vermek suretiyle, kendi değerlerini savunamaz hale gelmemelidirler.   Milli ve manevi değerlere saygısı olmayan kişileri ikna etmek için, öncelikle dini konularda, yakın siyasi tarihimizde yaşanılan siyasi olaylar hakkında yeterli bilgiye sahip olmalıdırlar. Ayrıca rakiplerinin siyasi düşüncelerini, ahlaki duruşlarını, dine karşı olan tutumlarını ve tarihi bilinçlerini çok iyi bilmelidirler. 

Osmanlı paşalarından Keçecizade Fuat paşa,  yabancı misyonerlere söylediği şu cümleyi unutmamalıdırlar“Ekselansları dünyanın en güçlü devleti Osmanlıdır. Bu devleti siz dıştan, biz içten yıkamadık.”Bugünde, Sayın Erdoğan’ın şahsında ülkenin kalkınmasına engel olmaya çalışan dış güçlere ve içteki hainlere,  gür bir sesle,  Sayın Erdoğan’ı yıkamayacaksınız, ülkenin maddi ve manevi kalkınmasına engel olamayacaksınız demelisiniz, demeliyiz. 

 AK partisini özelikle Sayın Erdoğan’a amansız muhalif olan kişilerin, saptırıcı söz ve eylemlerini boşa çıkarmak ve milleti doğru bilgilendirmek isteyen siyasiler ve gazeteciler, yakın siyasi tarihimizi çok iyi bilmelidirler. İstiklal mahkemelerinin neden kurulduğunu, Menemen hadisesinin sebep ve sonuçlarını, faili meçhul cinayetleri, Atatürk ve İnönü arasındaki gerginliği, Merhum Atatürk’ün resmini devlet dairelerinden, paralardan ve pullardan neden kim tarafından çıkarıldığını,  Merhum Menderes 5816 sayılı Atatürk’ü koruma kanununu kime ve ya kimleri karşı çıkardığını bilmelidirler. 

1960-1980 darbeleri neden ve hangi maksatla yapılmış olduğunu, Rahmetli Menderes ve yol arkadaşlarının niçin idam edildiğini,  orgeneral Eşref Bitlis paşaya, Muhsin Yazıcıoğlu’na, Adnan Kahveci ye, Recep Yazıcıoğlu’na, yerli silah üreten Nuri Killigil paşaya kimler neden suikast yapıldığını, Turgut Özal’ın ölüm sebebi neden açıklanamadığını bilmelidirler.  

Merhum Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ’ın milli ve yerli olarak kurdukları ve üretime geçirdikleri uçak fabrikalarını, hangi sebeple kimler tarafından kapatıldığını düşünmelisiniz.  Milli sanayileşme yönünde ciddi adımlara atan Rahmetli Erbakan Hoca’ya, kimlerin neden engel çıkardıklarını, 28-Şubat - 1997 sürecinde ülkemizin siyasi, sosyal, hukuki, kültürel ve ekonomik olarak neleri kaybettiğini, bu çirkin olaylara kimlerin neden vesile olduğunu araştırmalıdırlar.  

Milletin hür iradesinden demokrasinden bahsedenlerin samimiyetsizliklerini ortaya koymak için, 2007 tarihinde, AK partisine cumhurbaşkanı  seçtirmemek için, cumhuriyet başsavcılığı yapan Sabih Kanatoğlu’nun ortaya attığı meclisi toplama yeter sayısının 367 olması karabetine neden ses çıkarmadıklarını sorgulamalıdırlar.    Mart - 2008 yılında hangi sebeple AK patisine kapatma davası açıldığını,  Nisan 2007 tarihinde AK partisine neden E- muhtıra verildiğini düşünmelidirler.  17-25 Aralık 2013 tarihinde Ak partisine karşı yargı darbesi girişimini, 15-Temmuz-2016 tarihinde dış destekli FETÖ darbe kalkışmasının neden ve sonuçlarını, özgürlükçü beylere sormalıdırlar.      

 Sayın Erdoğan çıktığı siyasi yolculukta,  önüne çıkarılan birçok iç ve dış engellere rağmen, ülkenin maddi ve manevi yönden kalkınması hususunda ahlak ve maneviyat yüklü bir gençliğin yetişmesi için sivil ve askeri okullarda Kur’an ve siyer derslerinin okutulmasını sağlayan bir siyasi lider olarak milletin gönlünde yerini almıştır.      

 Yıllarca hal edilmeyen başörtüsü zulmünü kaldıran, meslek liselilerine uygulanan katsayı faşizmini kaldırıp, diğer liseliler gibi eşit şartlarda üniversite sınavlarına girmelerini sağlayan bir lider olarak tarih sayfalarına yerini alacaktır.   Kur’an kurslarının ve hafızlık eğitiminin önünü açan, Ayasofya’nın yeniden cami olarak hizmet vermesini sağlayan, Taksim de, camlıca da, Ankara Beş tepe de cami yapan maneviyat ehli bir lider olarak hatırlanacaktır. 

 Ekibiyle birlikte milli savunmada ki, yerli üretimi %20 den %70’ lerin üzerine çıkarmayı başaran,   Akdeniz deki kıta sahanlığımızı uluslararası hukuka göre yeniden düzenleyerek batının bu bölgedeki haksız hegemonyasına dur diyen, ülkemizi tehdit eden iç ve dış terör örgütlerine karşı başarılı bir mücadele veren dirayetli bir liderdir.  Bakan, milletvekili belediye başkanları ve bürokratlarıyla birlikte Ülkeyi imar etmeye çalışan, bölünmüş yolları 6 bin kilometreden 26 bin kilometreye çıkaran,   köprüler, boğaz geçişleri, oto yollar, hızlı tren, hava limanları, şehir hastaneleri yapan, eğitimin yükseltilmesi için üniversiteleri milletin ayağına getiren siyaset ehli bir liderdir. 

 Sayın Erdoğan’ın hiç mi günah ve kusuru yoktur diyenleri duyar gibiyim. Sayın Erdoğan’ın elbette günahları hataları olmuştur. Yöneticilerin şer gibi gözüken bazı icraatlarını araştırmadan eleştirmek zulümdür. Yapma imkânları olmadığından, dünden bugüne devam eden bazı hatalı işleri, Sayın Erdoğan’a mal etmeye çalışmak ahlaki değildir.