Millete soralım acaba diktatör kim

Tarih 21 Temmuz 1946. Türkiye'de ilk defa çok partili genel seçimler yapılıyor. İşin ilginç tarafı, o zaman iktidarda olan İsmet İnönü başkanlığındaki CHP tarafından 5 Haziran 1946 tarihinde mecliste alınan bir kararla seçimlere “Açık oy gizli tasnif” kuralı getirilir. Bu kural niye getirilir? İktidarları zamanı ezanı Türkçeleştirmek dahil halka o kadar zulümler yapmışlar ki, ‘Bu halk sağduyuludur. Yapılan zulmü unutmaz, bizden bunun intikamını sandıkta alır’ diye düşünmüşler olsa gerek Türkiye Büyük Millet Meclisinde böyle bir karar almışlar herhalde. Yani anlaşılan o günkü CHP zihniyetiyle bugünkü CHP zihniyeti arasında pek fark yok. Çünkü görüyorsunuz İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mevlana Şeb-i Arus töreninde ezanı ve Kuran’ı Türkçe okutarak Türk milletinin hala hiç hatırlamak istemediği sözüm ona o tek parti zihniyetini hortlatma  çalışmaları yapıyorlar. Bilin ki bu çabalarınız beyhude bir çabadır.  Sizi artık bu millet çok iyi tanıyor bu  pandemi sürecinde de çok daha iyi tanıdı zaten onun bir daha o günlere dönmemiz mümkün  değil. Aslına bakarsanız bugün halkın yüzde 50’nin oyunu alarak Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’a utanmadan sıkılmadan diktatör derken aslında kendi partilerinin diktatörlük açısından sicillerinin bozukluğunu saklamak için böyle söylüyorlar. Yani dostlar bu partinin sicili ta 1946 seçimlerinde bozulmuştur. Yahu düşünün bir kere siz oyunuzu kullanacaksınız fakat  oy attığınız partinin kaç oy aldığını takip edemeyeceksiniz. Allah aşkına bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır. Bu  nasıl  bir  diktatörlüktür. Hadi bakalım bugün demokrasi havarisi kesilen CHP’li biri bunu bana izah etsin de ikna olalım. Ama ben size izah edeyim isterseniz. Bu ne demek biliyor musunuz?  Ey sağ duyulu Türk halkı siz istediğiniz partiyi tutup ona oy atabilirsiniz ama bu hiçbir şeyi değiştirmez. Çünkü sizin devlet işlerine aklınız ermez, bu işleri ancak biz biliriz bu böyle biline demektir. Onun için biz sizin attığınız oyu istediğimiz gibi değiştirir bildiğimizi okuruz. Bunun izah tarzı budur. Tabi bir de o zaman CHP’ye oy  atılması için halka yapılan baskılarda işin cabası. Hadi tam bu noktada o zaman yaşanmış bir olayı anlatayım. O zamanki açık oy gizli tasnif kararını protesto etmek amacıyla bir vatandaş seçim sandığının başına geldiğinde orada bulunanlara dönüp bakın arkadaşla ben oyumu açık açık  Demokrat Partiye atıyorum herkes görsün diye seslenerek oyunu seçim sandığına  atar ve hemen  odadan  çıkar. Dışarı çıktığında orada bulunan vatandaşlar, ‘Arkadaş sen ne yaptın. Bunlar sana bundan sonra ne iş verirler, ne ekmek karnesi alırsın, ne de seni rahat bırakırlar. Sen en iyisi git o attığın oyunu değiştir yazık etme kendine’ derler. Bu nasihatlerden sonra vatandaşın içine bir kuşku düşer. Arkadaş hakikaten bu yaştan sonra başımıza iş almayalım der ve hemen soluğu sandık kurulu başkanının yanında alır. ‘Efendim ben az evvel açık açık Demokrat Partiye oy kullandım ama bir hata yaptığımı fark ettim, müsaade ederseniz oyumu değiştirip CHP’ye atmak istiyorum’ deyince, sandık kurulu başkanı gayet pişkin bir tarzda, ‘Bak sevgili kardeşim biz zaten az evvel senin hata yaptığını anladık onun için attığın oyu senin yerine değiştirdik ama lütfen kendi iyiliğin için  bir daha aynı hatayı yapma’ karşılığını vermiş. Ha böyle bir olay yaşanmış mıdır yaşanmamış mıdır bilmem ama dünkü ve bugünkü CHP’ye bakıyorum aralarında pek fark göremediğim için böyle bir olay rahat rahat yaşanabilir diye düşünüyorum. Nasıl düşünmeyim arkadaş. O zamanlar bile hem Atatürkçüyüm deyip Türk parasının üzerinden Atatürk resmini kaldırıp İsmet İnönü’nün resmini  koyduğunuzda  diktatör  olmayacaksınız, ayrıca Kemal Kılıçdaroğlu’nun girdiği bütün seçimleri kaybetmesi ve koltuğunu kaybetmemek için parti içindeki bütün rakiplerini her türlü ayak oyunlarıyla partisinden uzaklaştırmasına rağmen hala o koltukta oturmaya devam ettiğinde diktatör olmayacak ama 10 yıldır bütün seçimleri kazanarak ülkemizi her alanda Mustafa Kemal’in hayali olan muasır medeniyetler seviyesine ulaştıran bir AK Parti ve onun  başındaki  Cumhurbaşkanımız  Recep Tayyip Erdoğan diktatör olacak  öyle mi? Bakın  beyler  sizin  söylediğiniz  her  sözün  partiniz  içindeki  taciz  ve  tecavüz  ve  olaylarını  örtmek  için  gündem  saptırmak  olduğunu  bu  millet  artık  çok  rahat  anlıyor.  Siz  inan hala  Türk  milletini  tanıyamamışsınız. Çünkü  bildim bileli sizler insanımızı kendi baskıcı  siyasi  anlayışınız  doğrultusunda sözüm ona adam etmeye çalıştınız. Ama maalesef mızrak çuvala  sığmadı ve halkımız bu zincirleri  her  seferinde  kırmasını  bildi  ve  her seçimde bunun cevabını sandıkta verdi. Allahtan son on dokuz  yıldır AK Partiyle beraber Recep Tayyip Erdoğan gibi bir  Cumhurbaşkanı Ülkenin başına geçti de millet ancak biraz vatandaş olduğunu ve adam yerine koyulmayı öğrendi.  Bunun  en  güzel  örneği de şu pandemi  sürecinde  Avrupa’nın  ve  Amerika’nın  bile  sağlık  politikalarının  sınıfta  kaldığı  süreçte  Ülkemizde  insanımız  için  yapılanlara  bakınca  ne  kadar  büyük  bir  ülke  olduğumuzun  farkına  vardık.  Tabii ki  bu  büyüklüğümüz  sadece  sağlık  alanında  kalmayarak  teknoloji  dahil  diğer  alanlarda da  devam  ettiğinden  artık  dünyada  Ülkemiz  açısından  hiçbir şey  eskisi  gibi  olmayacaktı. Bunun  göstergelerini  2021  yılında  çok  net  göreceğiz  diyor  ve  herkese  iyi  haftalar diliyorum.