Geçtiğimiz haftalarda bir dostum ile birlikte Demokrat Kocaeli gazetesi genel yayın yönetmeni gazeteci arkadaşım Mevlüt Soysal’ı birlikte ziyaret ettik.
Mevlüt jeoloji mühendisidir.
Mesleğini yapmıyor.
Gazeteci olmayı tercih etti.
Benim iyi bir kardeşim var dostumdur.
Geçmişte birlikte bazı gazetelerde yönetici olarak çok çalıştık.
Uyumumuz ve birbirimize olan güven hiç bozulmadı. Hala da öyle…
Bu meslekte birlikte çalışıp güven duyduğum ender gazetecilerden biridir.
Şimdi farklı gazetelerdeyiz.
Mevlüt’ün yanına birlikte gittiğimiz dostum, kentsel dönüşüm konusunda son derece bilgili biri. Mevlüt’ün de asıl mesleğinin Jeoloji Mühendisi olduğunu öğrenince tanışmak istedi.
Birlikte ziyaret ettik…
Mevlüt, 1999 Gölcük depremini konu alan “Babamla Ben” isimli bir kitap yazdı.
Roman tarzında kaleme aldığı kitap, depremde göçük altında kalan bir ailenin üyelerinden baba ile oğulun çarpıcı yaşam öyküsünü anlatıyor…
Yakın dostlarına kitap imzalayıp hediye ederken bana değil, ama bir tane kızım Dicle Su için imzaladı. Mutlu oldum.
Mevlüt Dicle Su’yu sever…
Kitabı hem ben hem de kızım okuduk.
Kitapseverlere okumalarını tavsiye ederim.
Dostum, ben ve Mevlüt odasında sohbet ederken, konu deprem, kentsel dönüşüm ve özellikle de Kocaeli’nin en zayıf zeminine sahip olan İzmit merkeze geldi.
Bu konuda istişareler yaptık.
Mevcut İstanbul depreminin şehrimize ve zayıf zeminli alanlara ve üzerlerindeki yapı stoklarına nasıl etkisi olacağı konusunda fikirlerimizi paylaştık...
Ziyaretten sonra dostumu uğurladıktan sonra gazeteye döndüm.
Yaptığımız sohbetin etkisinde kalmıştım. Özellikle de İzmit’in zemin sorunuyla
ilgili bundan bir iki yıl önce yazdığım bir yazım aklıma geldi. O tarihlerde Büyükşehir Belediyesi İmar Daire Başkanı olan Gökmen Mengüç ile yaptığım bir konuşmayı köşeme taşımıştım.
Mengüç o sohbette, İzmit’in en çürük ve en sağlam zeminli olan alanları bana belgeleriyle sunmuştu.
İzmit’in en zayıf zemininin Yürüyüş Yolu’nun alt ve üst kısımları olduğunu, en sağlam zeminli alanın da Tavşantepe bölgesi olduğunu söylemişti.
O yazı ilgi gördü.
İlgi gördüğü kadar tepki de topladı.
Özellikle de emlak değerleri en yüksek olan Yürüyüş Yolu bölgesi üzerinde mülk sahibi olanlar tarafından tepki gösterilmişti.
“Algı yaratıyorsunuz” demişlerdi.
Oysa ortada bilimsel belgeler vardı.
Büyükşehir Belediyesi bu bölge ile ilgili önemli bir araştırma yapmış…
O tarihlerde yazdığım yazımı bulup yeniden okudum.
Tam da günümüze uygun bir yazı.
Çünkü Büyükşehir Belediyesi, kentsel dönüşüm konusunda ciddi bir hamle yaptı. Birçok ilçede konut projeleri başlattı.
Konut projeleri olunca yapı, zemin ve deprem ilişkileri öncelikli düşünülen konuların başında geliyor…
Yazımı okuduktan sonra zemin, yapı ve deprem ilişkisi konusunda daha fazla bilgi almak için çok sevdiğim jeofizik mühendisi bilim insanı olan bir arkadaşımı aradım.
İzmit’in çocuğu olan ve konusunda epeyce uzman olan ve araştırma projeleri yapmış arkadaşımdan bu konularda detaylı bilgiler aldım.
Bu bilgileri sizinle paylaşmaya karar verdim.
Deprem esnasında zeminler, yapılarına göre farklı davranış sergiler…
Sağlam zeminler, gelen deprem sinyalini yumuşak zeminlere ileterek üstünden atarken, zayıf zeminler ise enerjiyi içlerinde hapseder.
İçlerindeki bu enerji yıkıma neden olur ve üstlerinde bulunan yapıya ağır hasar verirler.
1999 Gölcük depreminde Gölcük, İzmit merkez, İstanbul-Avcılar, Yalova’nın ağır hasar görmesi bundan dolayıdır…
Bu yüzden inşaat mühendisleri yapılaşmaya gitmeden önce, zemin yapısının ve hareket tarzının belirlenmesi için, yerbilimciler olan Jeoloji ve Jeofizik mühendisleri tarafından zemin etütleri yapılır.
Bu etütlerde çeşitli tekniklerle, zeminin taşıma gücü, titreşim aralığı gibi özelliklere ulaşılır.
Bulgular, inşaat mühendisleri tarafından ilgili mühendislik programına girilerek, binanın nasıl yapılacağı belirlenir.
Binanın titreşim süresinin, zeminin süresinden uzak olmasına dikkat edilir.
Çünkü ikisinin çakışması durumunda binanın yıkılmasına neden olacak yüksek bir enerji ortaya çıkar.
Sağlam zeminler, deprem sinyalini ilettikleri için, üstlerindeki yapıyı sık ve küçük titreşimlerle sallarlar, bu az katlı yapılarda yüksek enerji çıkma riskini oluşturabilir, fakat yüksek katlı yapılar küçük titreşimleri kendi bünyesinde yayarak hareketi sıfırlayabilir.
Zayıf zeminlerde ise durum tam tersidir.
Yüksek süreli titreşimle üstlerindeki yapıyı geniş bir aralıkta sallar, yüksek katlı bir yapı buna dayanamaz ve yıkılır, fakat az katlı yapı buna direnebilir.
Bu nedenle sert zeminlere yüksek, zayıf zeminlere alçak katlı yapılar yapılması uygundur.
Tabii ki uygun teknikleri kullanarak istediğiniz her yere yapı yapabilirsiniz.
Fakat bu mühendisliğin en iyisini, en ekonomik şekliyle yapmak prensibine aykırı olur.
O nedenle bu tip zorlamalara, mecburi durumlarda başvurulur.
Devamı yarın…
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(12)Özgür - Yuvam akarca aidat sorunu hala3 gündem ama çözüm yok..tek istedigimiz çoklu yönetimin kalkmasi..bu soyguna dur diyelim cemalettin bey lutfen3..
Samet - Bu tür teknik konular insan hayatına etki eden önemli konulardır. İşin başında Bilimsel çalışmalar yapmış Akademik geçmişi olan bilim insanları olmalı. Üniversitemiz ve Tubitak MAM bu konularda iyiler. Bu kurumlarda görev almış tecrubeli isimler yönetmeli. Okuldan mezun olup kendini belediyeye atmış kişilerle bu iş yürümez
Sedat - izmit merkezi yoğun yapı laşmadan çıkarmalıyız çok çirkin bir yapılaşma var nefes alabileceğimiz yeşil alanlara ihtiyaç var real alanı da halka açılmalı
Jeol.müh. Behzat Gönül - Beklenen İstanbul depremi sonrası Real alanı halka açılacaktır, epremzede çadır kampı olarak...!!!
Burokrasi - Çok önemli bir konuya değinmişsiniz. Öncelikle İlin zemin yapısının bilinmesi gerekir. Bunun için kim ne hizmet veriyorsa takdir ediyorum. Bürokrasinin bu gibi bilimsel çalışmalar yapanların önünü açması gerekir, zaten bunun için varlar. Yoksa ben koltuğumu koruyayım, güzel sunum yapıp başkanın gözüne gireyim, olmamalı
Jeol.müh. Behzat Gönül - Deprem zararlarını azaltmanın yöntemlerinden biri depremlerin önceden tespiti ile önlemler almaktır. İkinci çözüm de, sağlam veya güçlendirilen zemine teknik projeye uygun binalar yapmaktır.
Başta, 17/Ağustos/1999 yılı mg:7.4'lük Kocaeli depremi ve halen depremleri önceden tespit yapan bir Jeoloji Mühendisi olarak bu işi bırakmayacağım. Şahitlerim arasında birçok tv ve basın mensubu, KOÜ ve ülke geneli bir çok yerbilim akademisyenleri, siyaset mensupları, yerel yöneticiler, komşular, akrabalar, esnaf, ... var. Tespitini yaptığım depremlerin kanıtları da var. (Jeoloji Müh. Behzat Gönül / Kocaeli).
İcraat - Deprem hepimizin bir gerçeği. Maalesef bununla birlikte yaşamak zorundayız. Fakat bu kadar önemli bir konuyla ilgili birimlerimiz yetersiz. İstanbulda daire başkanlığı seviyesindeki Deprem Zemin, Kocaeli de Zemin ve Deprem Müdürlüğü..!!??
Jeol.müh. Behzat Gönül - Beklenen İstanbul depremini, önceden tespit yaptıktan sonra sizlere bedavadan haber vereyim mi?
Tamer - demiryolu caddesi ve leyla atakan caddeleri mutlaka yeniden değerlendirilmeli bir sonraki deprem için tedbirler alınmalı yoksa Allah korusun geçenlerde kocaeli milletvekili sayın ilyas şeker kocaeli tv de çıktığı bir programda 17 ağustos depreminin pek çok binaya zarar verdiğini bir sonraki depremde bu binaların çok sıkıntılı olduğunu söyledi hatta daha ileriye giderek GÜÇLENDİRME yapılan binalara bile güvenmediğini söyledi tehlike çok yakın mutlaka tedbir alınmalı
Mahir - Doğru planlamanın yolu, zemini tanımaktan geçer.Zeminini bilmediğiniz bir şehri planlayamazsınız. Birinci ve en önemli adım budur. Bu işler çok konuşarak değil, çok çalışarak olur. Çalışana da değerini vereceksiniz. Adam harcamak ve kayırmakla bu işler olmaz.
Şehrin Hakkı - Bilime ve bilim insanlarına kulak verin, yerinde doğru yapılaşmayla güzel şehirleşmeye gidelim. Koltuk kaygısıyla popülist oyalamalarla bir yere varılamaz
Yeşil Işık - Gene güzel bir yazı. Deprem kuşağında yeralan şehrimizde bu tür konulara dikkat çekmeniz çok güzel. En sevdiğim cümle "Sert zeminlere yüksek, zayıf zeminlere alçak katlı yapılaşma" oldu. Aslında olay çokta karmaşık değil
Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.