Meral Akşener’i hiç böyle görmemiştim!

Geçtiğimiz günlerde YouTube’ta gezinirken 20 Ekim 1991 seçimleri öncesinde siyasi parti genel başkanlarının TRT’de yayınlanan “Liderler Açıkoturumu” adlı programını izledim.
Programın sunuculuğunu Bozkurt Güvenç yapıyordu.
 
Açıkoturuma; ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz(o dönem başbakandı)...
DSP Lideri Bülent Ecevit...
DYP Lideri Süleyman Demirel...
Refah Partisi Lideri Necmettin Erbakan...
SHP Lideri Erdal İnönü...
İşçi Partisi Doğu Perinçek...

Her siyasi parti liderine 10’ar dakika söz hakkı veriliyor...
Söz hakkı birkaç kez tekrarlandı.
Parti liderleri hedeflerini açıklarken, eleştirideki seviye, hoşgörü ve özellikle de birbirlerine karşı duydukları saygıya hayran kaldım...

Kimse kimseyi karmıyor, incitmiyor. Kimse kimsenin sözünü kesmiyor. Öfke, nefret yok. Eleştiriler sonuna kadar dinleniyor. Sıra kendisine gelince de yapılan eleştiriye yanıt veriyorlar.
Türk siyasetinde bir döneme damga vuran, efsanevi liderlerinin katıldığı 1991 yılındaki bu oturumda, bugün sadece Doğu Perinçek hayatta...


Programı keyifle izledikten sonra günümüzdeki siyasi parti liderlerini düşündüm...

Gülümsedim...

Çünkü günümüzdeki siyasi parti liderlerinin hepsi ringe çıkmış kızgın birer boksör gibi sağa sola yumruk sallıyorlar... 
Siyasi söylemleriyle siyaset dilini keskinleştiriyorlar, toplumu geriyorlar.
Bu denli öfkeli bir siyaset!
Bugünü yaşayan biri olarak o yılların özlem duydum.


1991 yılındaki bu programı izledikten sonra YouTube’ta gezinmeye başladım.
 İYİ Parti Lideri Meral Akşener, televizyoncu Armağan Çağlayan’ın 1968 adlı Youtube kanalındaki, “GörBeni” adlı programında izledim.
Program henüz yeni, iki gün önceki çekilmiş.

Bu kentin öz evladı olan Meral Abla, programda siyasetin çarkında yaşanan gerilimli gelişmeleri anlatmadı.
Özel yaşamını, bilinmeyen yönlerini anlattı.

Bugün siyasetteki tek kadın lider olan Meral Abla, ilk kez hayalini anlattı.
“Biz çocukken eski İzmit Belediye Başkanı Leyla Atakan’a çok özenirdik. Küçükken hayalim Leyla Abla gibi belediye başkanı olmaktı”
İlk kez hayalini bu kadar içten anlattı.

Meral Abla programda ayrıca eşini, esiyle tanışmasını evliliklerini, çocuklarını, torunlarını, köyde çiftçilik yaptığı dönemi, öğrencilik yıllarını ve siyasete giriş sebeplerini anlattı.

Doğaldı, samimiydi, hoşgörülüydü.

O da siyasetin bugünkü sert dilinden rahatsız.
Hem de çok.
7 Haziran 2015 yılındaki genel seçim öncesinde ‘eşini aldattı’ diye kendisine atılan o çirkin iftiralarla ilgili de çok net konuştu.
 
Şunları söyledi;

“7 Haziran 2015 seçimlerine giderken bana kocamı aldattığıma dair bir iftira atıldı. O iftira olmasaydı ve ben çok sert bir mücadele vermeseydim, bu yolculuk olmayabilirdi.
2015 son seçimim diyordum, bir daha aday olmayı düşünmüyordum.
O kavga beni buraya getirdi...”

Meral Abla, çocukluk hayali olan eski İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı olamadı fakat Türk siyasetine damga vuran unutulmaz bir siyasi figür oldu.
Eski DYP ve MHP’de milletvekilliği yaptı...
Ülkenin en karışık olduğu 1990’ların ortalarında 40 yaşında İçişleri Bakanı oldu.
27 yıldır siyasetin içinde.

Siyasette zenginleşmeyen ender siyasetçilerden biridir Meral Abla...

Eşi Tuncer Bey İstanbul’da oturuyor, işi İzmit’te.
Her gün otobüsle gidip geliyor.
Kendi deyimiyle “ Eşim İstanbul içerisinde şehir içi ulaşımını kullanıyor. Akbili var...” diyor.
Siyaseti zenginliğe açılan kapı olarak gören ve zenginleşen siyasetçileri de gördük, Meral Ablayı da görüyoruz.
 
Meral Abla’nın programını dinlerken notlar aldım.
İlk kez bu kadar kendi özelini anlattı.
Aldığım notları haberleştirdim.
Haber, gazetemizin dünkü sayısında genişçe yer buldu.
Ayrıca internet sitemizde de haberi yayınladık.
Çok okundu. Çok sayıda olumlu yorumlar yapıldı.
Meral Abla, mevcut ortamda özlenen bir siyasetçi tablosunu ortaya koydu.

Meral Abla ile ilgili bir anımı hatırlatmak isterim.

Yıl 1994’tü. Doğru Yol Partisi’nden İzmit Büyükşehir Belediye Başkan Adayı.
Karşısında SHP’nin efsane isme Sefa Sirmen aday.
İzmit’te o dönem seviyeli fakat kıran kırana geçen bir siyasi ortam vardı.
Meral Abla, o tarihlerde siyasi çalışmalarını yürütürken, Bekirpaşa Üçyol mevkiinde üstü açık bir TIR’ın üzerinde halka hitap ediyordu.
O tarihlerde şuan görev yaptığım Özgür Kocaeli Gazetesi’nde siyaset muhabiriydim.
Meral Abla siyasetin büyüsüne kapılıp o kadar heyecanlı konuşuyordu ki, karşısındaki kalabalığı alabildiğine coşturuyordu.
TIR’ın üzerinde bulunan kalabalık arasında birkaç partili, bellerinden silahlarını çıkartıp havaya peş peşe ateş açtı.
O anı görüntüledim.
Havaya kalkmış iki el silah arasında Meral Ablanın görüntüsü...
Ödüllü bir fotoğraf...
O fotoğraf gazetenin manşetine konuldu.
O fotoğraf “Meral Abla’ya seçim kaybettiren fotoğraf” diye kentte konuşulmaya başlandı.

Ve Meral Abla, beni gördüğü her yerde, sağ elini işaret parmağını bana doğru yönelterek ‘seçimi bana sen kaybettirdin’ diye takılırdı...
Kızgınlıkla değil, tebessüm ederek bunu söylerdi...

Meral Akşener ile işte böyle bir anım var benim.

Programdaki anlatımlarına hayranlık duydum.
Müthiş bir özgüvene sahipti...
Şeffaf...
Siyasetçi dedin mi işte böyle olmalı.