Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir eve sığınmış. Ev sahibinden kendisini saklamasını istemiş. Ev sahibi de Napolyon’u uygun bir yere saklayıp, biraz sonra gelen düşman askerlerini de yanıltarak.
“Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı.” diye savuşturmuş.
Daha sonra da muhafızları yetişip Napolyon’u saklandığı evden kurtarmışlar. Ev sahibi merakından belki de ömründe bir daha karşılaşamayacağı Napolyon'a sormuş :
“Efendim, af buyurun ama merak ettim, sizin gibi büyük bir komutanın böyle ölümle burun buruna gelmesi nasıl bir duygu?”
Napolyon birden öfkelenmiş.
“Sen kim oluyorsun da benim gibi bir komutana dalga geçercesine böyle bir soru sorabiliyorsun ?” diye bağırmış.
Askerlerine hemen, bu ev sahibini kurşuna dizin diye emretmiş. Askerler hemen adamın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler. Mermiler namlulara sürülmüş, artık “ateş” emri verilecek... Adamcağız içinden:
“Ah, be arkadaş sen ne yaptın diye düşünerek bak şimdi pisi pisine ölüp gideceksin” diye çaresizce beklerken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı çözmüş karşısında Napolyon varmış ve tek cümleyle ev sahibinin sorduğu soruyu cevaplamış. İşte böyle bir duygu.
Şimdi bu olayı size niye anlattım. Bakın bu Corona virüsüyle birlikte artık tüm dünyanın gidişatı bir anda değişti. Anlaşılan o ki dünyada artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İnsan televizyonda ölüm haberlerini izlerken bile hayretler içinde kalıyor adeta. Çünkü bir bakıyorsunuz en yakınının bile cenazesine katılmaktan insanlar aman bana da bu virüs bulaşmasın diye çekinerek katılıyor ne garip bir hale geldik değil mi?
Çok değil bundan bir yıl evvel tüm Türkiye anne, baba, kardeş, akraba, dost, arkadaş hep karşılaştığımızda birbirimize nasıl sarılıp selamlaşıyorduk ama gel gelelim bir görünmeyen canavar bizim bütün yaşantımızı mahvetmeye yetti. Bir insan için ölümün empatisini yapmak ölümün eşiğine gelip de oradan bir anda kurtulup o duyguyu yaşamak hayatın en zor tarafı herhalde.
Sanırım ölümün empatisini en güzel yapacak kişiler Coronadan dolayı yoğun bakımda yattıktan sonra kurtulup çıkan kişilerdir herhalde. Bence bu kişileri her gün televizyonlarda konuşturup yoğun bakımda neler yaşadıklarını derin bir nefes almanın nasıl bir duygu olduğunu insanlarımıza anlattırmamız lazım.
Çünkü bizler Türk insanı olarak aman ya arkadaş boşver bana bir şey olmaz modunu biraz severiz. Ama bir şey olunca da ne yapalım Allahın takdiri böyleymiş deyip işi geçiştirmeye kalkarız. Aslında kendi kendimizi kandırdığımızın farkında bile değiliz. Allah bize tedbir almamızı söylüyor biz ise takdir ne ise o olur diyoruz. Yahu arkadaş eğer tedbir almayacaksak Allah bu aklı niye verdi bize o zaman. Ha aramızdan bazıları külhanbeylik yapıp ben bu virüse karşı ne maske takıyorum ne sosyal mesafemi koruyorum buyurun bakalım ne olacaksa olsun diyebilirsiniz. Ama siz gene de sakın öyle söylemeyin çünkü sadece kendinize bulaşma riski değil başkalarına da bulaştırma riskiyle vereceğiniz zararları düşünün. O kadar kul hakkı ve vebalin altına girmeyin. Bakın dostlar Yüce Allahın bizi imtihan etme hakkı var. Ama haşa bizim onu imtihan etme hakkımız yok onun için uzmanların sözünü dinleyip tedbiri elden bırakmayalım.
Bakın can kayıplarının azalması için hükümet ve Sağlık Bakanlığı dahil cansiperane mücadele etmelerine rağmen ne hikmetse ülkemizde her şeyi siyasallaştırmaya o kadar alışmışız ki bu virüs olayı çıktığından beri muhalefet önce Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan bilim kurulunun yaptığı başarılı çalışmalara rağmen iktidarın sözcüleri diye suçlamalarla başladı, ardından şimdide insanlarımızın aşı olmaları için yapılan çalışmalar üzerinden aynı siyasi tavırlarını gösteriyorlar.
Yahu arkadaş sağlık ve can üzerinden siyaset yapılır mı Allah aşkına siz hiç utanmıyor musunuz? Sizler Şeyh Edebali’nin Osman Gaziye verdiği nasihatlerin birinde oğlum insanı yaşat ki devlet yaşasın düsturu olduğunu hiç duymadınız mı. Belki bir kaçınız duymuştur belki ama hoş duysanız da nasıl olsa sizin için bir şey değişmez çünkü iktidara gelmek için o kadar dökülen şehit kanlarına rağmen o teröristlerin desteklediği bir partiyle ortaklık kuruyorsanız bende acaba virüs yüzünden de kaybedilen canların sizin için pek önemi yok diye düşünüyorum.
Yani anlaşılan sizin siyaset anlayışınıza göre R.Tayyip Erdoğan ve AK Parti bu işten zarar görüp gitsin yeter ki biz iktidar olalım yok şu kadar insan ölecekmiş yok ülkemiz zarar görecekmiş gerisi bizim teferruat diye düşünüyorsunuz herhalde. Sizin siyaset tarzınızdan benim anladığım bu.
Herkese iyi pazarlar.
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.