Sayın Kılıçdaroğlu, Seyyar Tayyar ve özgürlükçü başkanı Fatma Hanım

Bizim şu anamuhalefet partisi lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun zaman zaman kırdığı potlara ve yaptığı gaflara alışmıştık. Lakin milletin gözünün içine baka baka yapılan hizmetleri yok sayması, gerçekten kabul edilebilir bir şey olmadığı gibi bu durum kendisini komik duruma da düşürüyor.

Malumunuz, geçen hafta İzmit'e gelmişti Sayın Kılıçdaroğlu. İzmit Belediye Başkanı Sayın Fatma Kaplan Hürriyet’e cansuyu olmak için.

Fatma Hanım da, hem hazır genel başkanı yanında görmüşken ve hem de genel başkanın kendisine verdiği gazla büyükşehir belediye başkanı rüyası ile hayal aleminde gezinirken,  gazetecilere ayar vermesi ayrı bir garabet.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun iktidarı kast ederek "Bunlar beş tane maskeyi dağıtmayı beceremediler, maskeyi CHP'li belediyeler olarak biz dağıttık" deyince, yüzümde bir tebessüm belirdi. Eminim ki, sizler de gülmüşsünüzdür.

Kemal bey bunu deyince:

Aklıma "Çocuklar Duymasın" dizisindeki Seyyar Tayyar geldi ve epey de güldüm.

Hatırlayın, dizideki "Seyyar Tayyar" olur-olmaz her ne varsa ben buldum/ben yaptım diyordu. Bir de ballandıra ballandıra anlatıyordu ve herkes de, alaycı bir üslup ile attığı palavralara gülüyordu. Neredeyse, "Uçağı da ben icat ettim" diyordu. Diyordu demesine ama, hem kimsecikler inanmıyordu ve hem de insanlar kendisiyle dalga geçiyorlardı.

İşte Kemal Bey de, tıpkı Seyyar Tayyar gibi, hükumet maske dağıtmasını becerememiş, onu da biz yaptık derken gülünç duruma düştü. Sanki maske sorunu var.

Her taraf maske dolu, maskeden geçilmiyor be mübarek.

Hükumet, fırsatçılar maske üzerinden halkı kazıklamasınlar diye ilk zamanlar ücretsiz yapınca kabul etmek lazım ki, tıkanmalar oldu. İleriki süreçte maskeden geçilmez hale geldi. Her taraf maskeyle doldu, taştı.

Tabi bu eleştirisini aşı üzerinden yaptı. Aşı konusu da risk gruplarına göre tıkır tıkır işliyor. Üstelik ücretsiz yapılıyor.

Tekrar başkan hanıma gelince:

Sayın Başkan Hanım, malumunuz hukukçu ve milletvekilliği yapmış biri. Basın özgürlüğü teraneleriyle ortalıkta nam salmış bir partinin el üstünde tutulan şahsiyetlerinden biri.

Gazetecinin neyi konuşup konuşmayacağı, hangi konuda neyi soracağını kendisinden icazet alarak mı yapacak?

Hani, sosyal demokrattınız.

Hani, basın özgürlüğü için çırpınıp duruyordunuz.

Ve hani, düşünceyi ifade etmenin önündeki barikatları kaldırmak için mücadele ediyordunuz.

Bana göre Kemal bey ne kadar gülünç duruma düşmüşse, Fatma Hanım da bu tavrıyla kendisi ve söylemleriyle çelişmiştir.

Bir taraftan AK Partiden kopmalardan dolayı zil takıp oynayacaksın, diğer taraftan Sayın Muharrem İnce'nin yeni bir parti kurup kurmayacağı sorusuna bile tahammül etmeyeceksin. Bu çifte standarda kargalar bile güler. Sevsinler sizin sosyal demokratlığınızı demezler mi?

Memlekette demokrasi varsa ve parti kurma özgürlüğü varsa, siyasetin sağ yelpazesinde nasıl ki yeni partiler kurulabiliyorsa, kopmalar olabiliyorsa ve bu makul karşılanıyorsa, aynı şekilde sol yelpazede de pekala yeni partiler kurulabilir, kopmalar olabilir ve makul karşılanması gerekir.

Bakalım, tüm prangalara rağmen Sayın Muharrem İnce sol yelpazede yeni bir ümit meydana getirebilecek mi? Hep beraber göreceğiz.