2020 yılının başında Çin’de ortaya çıkan, sadece birkaç hafta içerisinde tüm dünyaya yayılan “görünmeyen” fakat ölümcül bir virüsle tanıştık.
Bir yıl boyunca, bulaştı, bulaşacak, nasıl korunalım diye korku, panik içerisinde geçirdik…
Tüm dünya genelinde milyonlarca insana virüs bulaştı, 2 milyona yakın insan virüs nedeniyle hayatını kaybetti.
Henüz 19 yaşında olan lise son sınıfta okuyan, dershaneye giden kızım Dicle Su, çalıştığım iş yerimde çok sayıda mesai arkadaşımın korona virüs testi pozitif çıktı…
Allaha şükürler olsun ki, kızım ve arkadaşlarım büyük sıkıntılar yaşamadan virüsü atlattılar…
Bu ağır ve zorlu süreçte benim testim “Negatif” çıktı.
Yoğun iş temposu ve çoğu zaman mesleğim gereği kalabalık ortamlarda bulunmama rağmen genel anlamda alınan tedbirlere sıkı sıkıya uydum.
Maske, mesafe ve temizlik konusunda titizlik gösterdim ve göstermeye de devam ediyorum.
Peki, virüsün etkisi geçti mi?
Hayır…
Tüm sinsiliğiyle yayılıyor!
Rehavete kapılmadan dikkat etmeyi titizlikle sürdürüyoruz.
Bilim dünyası, virüsün panzehri olan aşıyı bulmak için uzun uğraşlar verdi.
Bir yılın sonrasında aşı bulundu.
Şu sıralar tüm dünya ülkeleri kendi vatandaşlarına periyodik olarak aşıları yaptırıyor.
Yaşadığımız tüm korkuların panzehri olan aşılar ülkemize geçtiğimiz haftalar da geldi.
Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun belirlediği periyodik sisteme göre aşıların öncelikli olanak kimlere vurulacağı konusunda gruplandırmalar yapıldı ve aşılanma başladı.
Sırası gelen aşı olacak…
Sağlık Bakanlığı’nın uygulaması olan
e- nabız sisteminde risk grubunda bulunmuyorum. Yaşımdan dolayı sıra bana ne zaman gelecek bilemiyorum…
Şunu söylemek isterim…
Son 5 yıldır düzenli olarak eylül veya ekim ayında “Grip Aşısı” aşısı oluyordum.
Çok değerli bir arkadaşımın tavsiyesi ve telkiniyle düzenli olarak grip aşımı oldum. Hatta grip aşısını arkadaşım kendisi bana vuruyordu.
Aksatmadım.
Grip aşısı olduğum son 5 yıl içerisinde ne soğuk algınlığı ne de nezle oldum...
2020 yılının başında korona virüs salgınıyla birlikte grip aşısı krizi de çıkmıştı.
Eczanelerde grip aşısı bulunmuyordu.
Sağlık Bakanlığı, 50 yaş ve üzerindeki vatandaşların aşılanması için yurt dışından grip aşısını getirmek için uğraşlar veriyordu.
Geçtiğimiz günlerde Aile Hekimliğine gittim.
Aile Hekimi, sistemde grip aşısı olmam gerektiğini söyledi. Ancak aşının eczanelerde bulunup bulunmadığı konusunda bir fikre sahip değildi.
Çünkü artık eczanelerde grip aşısını bulmak da güç...
Aile Hekimimiz reçetemi yazdı. Eczaneye gittim.
Şansım yaver gitti ve grip aşımı aldım. Üstelik ücretsiz...
Aile Hekimliğinde aşımı oldum.
İSU, Çınarlıdere suyunu değerlendirmeli...
Suya artık o kadar ihtiyaç duyar hale geldik ki, yağan yağmur sularını bile heba etmemek için oturduğumuz binaların ve sitelerin altında ‘su toplanma depoları’ yapar hale geldik.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, doğal su kaynaklarının korunması amacıyla, 2 bin metrekarenin üzerindeki parsellere yapılacak bina ve sitelerde yağmur suyu toplama sistemlerinin zorunla hale getirildiğini kendi sosyal medya hesaplarından duyurdu.
Bakan ayrıca bununla ilgili olarak düzenleme yapıldığını ve kararın Resmi Gazete ’de de yayımlandığını duyurdu...
Yağmur suyuna ihtiyaç duyar hale geldiysek durumun ne kadar ciddi olduğunu da anlamamız gerek.
Bu küresel bir sorun...
Durum aslında ciddi ve vahim boyutlarda...
Biz, ülkemize ve Kocaeli’ne bakalım...
Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım aylarında tek bir damla su ne ülkemizde ne de Kocaeli’mizde yağmadı.
Kocaeli’nde içme suyu sağlayan Yuvacık Barajı kurudu.
Diğer şehirlerdeki tüm barajlarda su seviyeleri azaldı ve barajların dibi göründü.
Artık iş bu kadar ciddi!
Devlete ve yerel yöneticilere düşen en küçük bir su kaynağını artık değerlendirmek,
biz bireylere düşen de suyu mümkün olduğunca tasarruflu kullanmak...
Bir bardak suyun çok önemli olacağı sürece doğru hızla ilerliyoruz.
Kocaeli su kaynaklarının aslında bol olduğu kentlerdendir...
Ne yazık ki bu kaynakları yeteri kadar değerlendiremiyoruz...
Sularımızın boşa akmasını izliyoruz...
Büyükşehir Belediyesi İSU Genel Müdürlüğü, su krizlerinin yaşanmaması için kentin farklı noktalarında su kuyuları açıp suyu depoluyor. Bunun maddi külfeti de büyük oluyor.
Ancak derelerimizde çağlayarak boşa akan suların değerlendirilmesi için gereken önlemler alınmıyor...
İSU, kent genelinde boşa akan tatlı su kaynaklarını artık değerlendirmeli.
Bu suların boşa akmaması, bir alanda toplaması için kolları sıvamalı...
Önceki gün Derince ÇINARLIDERE bölgesine gittim.
Dere’de çağlayarak akan milyonlarca metreküp su boşa akıyor. Altın değerinde olan bu su Körfez’in tuzlu suyuna karışıyor...
Dere’de akan bu su bir ay boyunca Yuvacık Barajı’na aksa, 52 milyon metreküp kapasiteye sahip baraj gölünü dolduracak.
Önceki gün ÇINARLIDERE bölgesine, suyun kaynağına kadar gittim.
Fotoğraflar çektim, haber yaptım...
Aralık sonu ocak ayının ilk haftasında yağan kar ve yağmurdan dolayı dere suyu fazlalaşmış. En az bir iki ay süreyle bu su böyle çağlayarak Körfez’e akacaktır.
Bu suyu değerlendirmiş veya bir yerde toplasak bir Yuvacık baraj gövdesinde toplanacak su kadar su birikir. Bu da kentin bir yıla yakın içme suyu demek...
Büyükşehir Belediyesi ve İSU Genel Müdürlüğü ÇINARLIDERE suyunu değerlendirecek projeler geliştirmeli diye düşünüyorum...
DİP NOT: Boşa akan Çınarlıdere suyunun değerlendirilmesiyle ilgili olarak köşe yazımı erkenden yazıp sayfaya koydum. Sayfayı baskıya erkenden gönderdik. Ancak öğleden sonra Çınarlıdere suyunun değerlendirilmesi konusunu İSU Genel Müdürü Ali Sağlık’a sordum. Önemli açıklamalarda bulundu. Gazete haberime Sağlık’ın açıklamalarını koydum fakat köşe yazımı değiştiremedim. İSU Genel Müdürü Ali Sağlık’ın açıklamalarını da yarın bu sütunda yayınlayacağım.
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)Gökhan Ç. - "Ne soğuk algınlığı ne de nezle oldum" denir.
Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.