Yaşadığınız ömür boyunca öyle değerler vardır ki, bunlar sizin bir parçanız olmuş gibidirler adeta. Belki bunların ne olduğunu, kimler tarafından yapıldığını, tarihinde ne özel anılar gizli olduğunu bilmeyebilirsiniz. Ancak o nesnedeki yaşam izleriniz, sadece ve sadece onunla sizin aranızda adını koyamadığınız bir alışkanlık, daima olmasını istediğiniz bir tutkudur. Ona baktığınız zaman hayatınızdaki kesimlere damgasını vuran ve sanki sizi tanıyan yakın bir dostunuz gibidir. Geçmişinizi onunla uzun uzun konuşabileceğinizi sanırsınız.
Ağzı dili olmasa da taşı toprağı yeter size. Tarihiniz adına, geçmişiniz adına hep görmek istersiniz o vefakar dostu. Onu kendi parçanızmışçasına tehlikelerden korursunuz, daima.
Dışarı çok seyrek ve çok gerekliyse çıkıyorum. Malumunuz virüsün ağına düşmek var sonuçta. O nedenle görüşmeye gitmem gereken doktorum bana “Cumartesi günü bekliyorum Sevcan hanım” dedi. Ben de sakinliğin fırsatını değerlendirmek için ara sokaklardan inerek doktorumun ofisine gitmek için 12.00 sularında çıktım. İzmit Belediyesinin yan sokağından yürüyüş yoluna inecektim. Tam Belsa Plaza pasajının oradan aşağıya döndüğümde ortadaki kalabalığı ve yıkım yapıldığını gördüm. İnanınız bir an nerede olduğumu karıştırdım.
Aaaaa bizim Tekel kalıntısı namına bir şey kalmamıştı. Bununla ilgili hiçbir haber duymadığım için şok oldum. Nedense buranın yıkılacağını hiç düşünmemiştim demek ki. Oraya çakıldım kaldım. Tamam belediyeler yeni plan ve projelerle şehre bir şıklık yaratmak isteyebilir. Bu konularda olumlu veya olumsuz görüşleri ortaya atarak tartışmalar da çıkabilir. Ancak benim derdim bunlar değil. Ben bu yıkıma bakarak dalıp gittiğimde, sadece kendimle ve benim gibi anılarına hayati değer veren hemşerilerimin düşünceleriyle bütünleşmiş durumdaydım. Şu anda da kısır çekişmelerden ziyade, gitgide kimliğini kaybedeceğinden, geçmişiyle var olan bağlarını koparacağından endişe duyduğum İzmit’im için derin derin bir offf çekiyorum. Tabi ki bu benim endişem. Çünkü bizler bu ulu çınarların gölgesinde büyürken, bu tuğla yığıntılarında özümüzü buluyorduk. Bu binanın 1993 yılındaki yanışını hüzünler içinde seyrederken de aynı ruh halinde olduğumuzu hatırladım. Lanet okuduk bu yangına hepimiz. Bize geri kalansa, kendine has duruşuyla ilginç gelen bir kalıntıydı. Yeşilliklerin arasında antik görüntüsü veren tuğla bir duvar. Biliyor musunuz tekel binasından kalan bu görünüm bize daha hoş gelmiş, daha bir tarihi kalıntı rüzgarı estirmişti. Yıkılır mı acaba demiştik. Ama 1999 depreminde yer yerinden oynamasına rağmen bu kalıntı dimdik ayakta kaldı. Bir kutlama günü için il dışından gelen STK temsilcileri burayı tarihi kalıntı zannedip altında poz poz fotoğraf çekmişlerdi. Hatta bize kimlerden kaldı bu eser diye sormuşlardı.
Torunum Kaan bu parkı çok severdi. Bana “Anneanne beni kalesi olan yeşil parka götürsene” derdi. Ve her defasında o kalıntıların olduğu yerde çimenlere oturup “Burası kalemi” diye sorar, çocuk kalbinin hisleriyle hayal ettiklerini bana masal gibi anlattırırdı. Soruyorum şimdi. Kaan, kaç yaşında olursa olsun bu anılarını süsleyeceğine inandığım kaleli yeşil bahçeyi unutur mu? İşte daha sayfalara sığdıramadığım onlarca anı vardı bu kalıntıların altında. Herkesin kendisinde sakladığı. O nedenle üzüldüm. Ve içimden gelen duyguları paylaşmak istedim. Dilerim Büyükşehir Belediyesi buraya hayallerimizi azda olsa canlandıracak ve pek çok İzmitliyi mutlu edecek bir eser yapar. Dilerim insanların iç içe oturduğu bir çay bahçesi veya süslü banklardan oluşan klasik bir park olarak çıkmaz karşımıza. Her jenerasyonun veya her yaş insanın huzur bulacağı bir İzmit klasiğiyle şaşırtır bizleri. Bana sakın başka türlü olsa da o tadı bulacağımı söylemeyin.
Ve bu konuda hiç tartışmayın. Lütfen siyasete de alet etmeyin. Bu değerleri yenilerken sadece bizleri, yani anılarının canlanmasını arzu ederek geçmişini yaşamak isteyen şehir halkını düşünün yeter. Belki bir gün politik çalışmalarınız biter, bizler gibi tarafsız gözlerle bakar ve sizler de anılarınızı ararsınız...
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.