2022 yılından bir haftayı ardımızda bıraktık bile. Söylemde çok uzun gibi görünen ve koca bir yıl dediğimiz zaman diliminin ne kadar çabuk geçeceğini biliyoruz aslında. Ancak insanoğlu yeniyi sever. Yenilere değer verir her nedense. Fakat yeni diye dört elle sarıldığımız şeylerin çok fazla umuda ihtiyacı vardır. Bizler Cumanın gelişi Perşembeden belli olur dedik ama, doğrumu yaptık dersiniz. O zaman gelin bu haftada sizlerle umuda sımsıkı sarılmamızın ne denli önemli olduğunu irdeleyip, karamsar olmanın bize bir şey kazandırmayacağından söz edelim. Bu yeniye de iyi niyetle yaklaşalım. Arzuladığımız doğruları çorbada tuz misali göz önüne sererek toplumun endişeli kesimini umuda ve sevgiye davet edelim. Dünyada iyilik olduğundan bahsedelim. İnsan sevgisini vurgulayalım. İçimizde gizli kalan yaşam desteği “UMUDA” çok ama çok ihtiyacımız olduğunun farkına varalım. Bu konuda çok hoşuma giden ve sizlerle daha öncede paylaştığım bir kıssadan hisse var. O tüm bu duyguları içeriyor. İçi iyilik, özveri ve sevgi dolu. Bu kıssadan hisseyi bir kez daha paylaşmaya ne dersiniz.
*Yeni yıl gelip çatmıştı. Herkes birbirine hediye alma derdindeyken bir ayakkabıcı yeni getirdiği malları vitrine yerleştiriyordu. O sırada sokaktaki bir çocuğun onu izlediğini gördü. Çocukların gözdesi olduğu için spor ayakkabılara rağbet çoktu. Gerçi mallar çok lüks sayılmazdı ama küçük bir dükkân için yeterliydi. Adam onların en güzelini ön tarafına koyunca çocuk vitrine biraz daha yaklaştı. Fakat çocuk bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Ayakta zor durabiliyordu. Hem de güçlükle. Adam ona bir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonunun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonrası boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar sanki onu kendinden geçirmişti. Bir müddet öylece durdu. Daldığı hülyadan uyanıp yola koyulduğunda adam dükkândan dışarı fırlayıp - Küçük, diye seslendi. “Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika.” Çocuk ona dönerek – “Gerçekten çok güzeller” dedi ve tebessüm etti. -“Ama benim bir bacağım doğuştan eksik. – “Bence önemli değil” diye seslendi adam. Bu dünyada her şeyi ile tam insan yok ki. Kiminin eli, kiminin de bacağı. Kimininse aklı ve vicdanı”. Küçük çocuk hiçbir şey söyleyemiyordu. Adamsa konuşmayı sürdürüyordu. –“Keşke vicdanımız eksik olacağına bacağımız eksik olsaydı”. Küçük çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu defa adama doğru yaklaşıp - “Anlayamadım” dedi. “Neden öyle olsun ki”? - “Çok basit dedi” adam. “Eğer vicdanımız yoksa cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa problem değil. Zaten orada tüm eksikler tamamlanacak. Hatta engelli insanlar sağlamlara oranla daha fazla mükâfat görecekler. Küçük çocuk bu kez daha güvenle tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar hafiflemiş gibiydi. Adam vitrini işaret ederek –“Baktığın ayakkabılar sana yakışır denemek ister misin” dedi. Çocuk başını iki yana sallayıp –“Üzerinde 30 lira yazıyor, almam mümkün değil ki” diye cevap verdi. Bu durumu gören adam –“İndirim sezonunu senin için biraz öne alabilirim. Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın. O da 10 lira eder.” Çocuk biraz düşünüp –“Ama ayakkabının teki bir işe yaramaz. O nu kim alacak ki?” Adam –“Amma yaptın haa. Onu da sağ ayağı eksik birine satarım” diye güldü. Küçük çocuğun aklı bu sözlere yatmıştı. Adam tekrar sordu.- Üstelikte öğrencisin değil mi” diye sordu. –“Evet ikinci sınıfa gidiyorum” cevabını verdi çocuk. –“Tamam işte. Beş lirada öğrenci indirimi yaparız, kalır beş lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda artık ayakkabı senindir. Sattım gitti.” Ayakkabıcı çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkana girdi. İçerideki mallar aynı olmasına rağmen adam vitrindeki ayakkabıyı çıkardı. Bir tabura alıp döndükten sonra çocuğu oturtup yeni ayakkabıyı giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek –“Benim satış işlemim bitti küçük bey. Sende bana bu teki satarsan çok memnun olurum. –“Amca şakamı yapıyorsun” diye kekeledi çocuk. –“Onun tabanı delik. Eski bir ayakkabı para etmez ki. Adam gülerek – “Sen çok cahil kalmışsın be arkadaş. Antika eşyalardan haberdar değilsin herhalde. Bir antika ne kadar eski olursa o kadar kıymetli olur ve iyi para eder. Bu yüzden ayakkabın bence 30 – 40 lira eder. Küçük çocuk art arda yaşadığı şokları üzerinden atabilmiş değildi. Bu mutlaka rüya olmalıydı. Hem de hayatının en güzel rüyası. Adam, çocuğun heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kâğıt paralara göz gezdirdikten sonra on lira banknotu geri vererek –“ Bana göre 20 lira yeterli. İndirim mevsimini başlatmıştık ya.” Dedi. Ancak adam onu kırmadı ve parayı aldı ve yanağına bir öpücük kondurdu. Her nedense içi içine sığmıyordu. Çok mutluydu. Eğer bütün mallarını bir günde saysa bu derece mutlu olamazdı. Çocuk yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç bulmuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip –“ Babam haklıymış efendim. Her rüzgar savuracak bir toz bulur. Her hayat yaşanacak bir can bulur. Her UMUT gerçekleşecek bir düş bulur. Bulunmayacak tek şey “ SENİN BENZERİNDİR”
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Özgür Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(3)Asiye Aslan - Ahhh Dünya'da iyi insanlar olmazsa hayat cekilmez olur.İyilerin çoğalması umuduyla?
Efecan Yıldız - Sevcan ablacım umuda hepimizin ihtiyacı var.İnsanlar hainleşti.vefasızlık dizboyu.Pahalılık canımıza yetti.Hepsine rağmen senin yazın bizi biraz teselli etti.Sağ ol.Dilerim hayat dediğin gibi olur.Yardımlaşmayla yaraları sarar insanca yaşarız.
Sevgi Yumağı - Nekadar anlamlı bir yazı. İyilik ve sevgi bütün kötülükleri yener. Ve umut geleceğe ışık tutan aydınlık bir yoldur.
Yazılan yorumlardan Özgür Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Özgür Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Özgür Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.