Bir gazetecinin şahit olabileceği en güzel toplantı İzmit’te yapıldı

16 Ocak biz Kocaelili gazeteciler için mesleki anlamda en önemli gün…

16 Ocak Basın Onur Günü’nü tarihin tozlu sayfaları arasından Bedri Dölkeleş ve Yalçın Arslan çıkarmıştı. İyi ki çıkarmışlar.

Peki, bu gün neden önemli anlatayım.

Biz gazeteciler her an yaşamın içindeyiz. Kazada belada, eğlencede acıda olay yerindeyiz. Her olaya şahidiz…

Ama bundan 99 yıl önce bazı gazeteciler, İzmit’te çok özel bir toplantıda çok özel açıklamalara şahit olmuştu.

16 Ocak bunun için çok önemli…

AV KÖŞKÜNDE TARİHİ TOPLANTI

Yer İzmit Av Köşkü diğer adıyla Kasrı Hümayun…

16 Ocak 1923’te İstanbul’un önemli başyazarları Ahmet Emin, Suphi Nuri,  İsmail Müştak, Yakup Kadri gibi isimler İzmit Av Köşkü’nün salonundaydı. Katiplerin dışında Adnan ve Halide Edip Adıvar ve Hilaliahmer İstanbul Temsilcisi Hamit Bey de salonda yerini almıştı…

Saat tam 21.30’da Büyük Önder Mustafa Kemal salona girdi…
Atatürk’ün hayatında yaptığı tek basın toplantısı- daha doğru bir deyimle basın sohbeti o zaman başladı. Ve sabahın ilk ışıklarına kadar devam etti.

BU TOPLANTI ÇOK ÖNEMLİ ÇÜNKÜ…

Bir gazeteci, bir İzmitli ve bir Kocaelili olarak Mustafa Kemal’in hayatındaki ilk ve tek basın toplantısını İzmit’te yapmış olmasından büyük gurur ve onur duyuyorum.

Ama bu toplantının önemi sadece Atatürk’ün hayatındaki tek basın toplantısı olması mı?

Hayır…

Bu toplantı o kadar önemliydi ki Büyük önder, annesini kaybetmesine rağmen ara vermediği 35 günlük Anadolu gezisinin en önemli durağı İzmit’e geldi. Çünkü Mustafa Kemal o gün Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini cumhuriyet rejiminde gördüğünü ülkenin önemli gazetecilerine anlattı.

“MİLLET HAKİMİYETİNİ VEREMEZ”

Gazetecilerin farklı soruları karşısında Büyük Önder de bir soru sorar:

 “İstanbul'da hilafet ve saltanat meselesi söz konusu oluyor mu?”

Ve böylece cumhuriyet rejimini anlatmanın da önünü açar.

Çarpıcı vurgular yaparak halkın kendi kendini yönetmesinin önemini anlatır:

“Hiç kimse hükümetin düşündüğü gibi düşünmek zorunda değildir. Mili irade devredilemez. Hakimiyeti vermek için milli iradenin felç olmasını kabul etmek gerekir. Bundan dolayı bir millet, hakimiyetini veremez. Millet hakimiyetini Meclis vasıtasıyla uygulamaktan daha iyi bir çare yoktur. Kanun Meclis'ten çıkar. İki Meclis olmaz. Millet en doğru, bir Meclis'le temsil edilir”

CUMHURİYETİ NASIL SAVUNDU

Bu kadar mı, hayır…

Mustafa Kemal meselenin önemini ve evrensel örneklerle de anlatır.

“Kendimi düşünseydim, Milli Mücadele'den sonra hoşuma giden bir yerde otururdum.

Biz gerçek bir devrim (inkılap) yaptık ve devrimimizi devam ettiriyoruz. Fransız Devrimi, 100 sene devam etmiştir. 3 senede esaslı bir devrimin son bulacağını zannetmek hata olur. Gelecek bizimdir. Herkesi memnun etmeye çalışarak amacımıza ulaşamayız. İdare-i maslahatçılar esaslı devrim yapamaz.”

KADINLARA VERİLECEK HAKLAR

Sadece Cumhuriyet değil buna bağlı olarak kadınlara verilen haklara da değinir. Unutmayın Büyük Önder, “Kadınlara seçme seçilme hakkı verilmesine itiraz edenler var. Fakat eninde sonunda olacaktır…” açıklamasını da bu toplantıda yaptı.

Düşünün batıda bile bu haklar yokken söylenmiş ne kadar önemli bir söz…

GAZETECİLER SADECE AYNADIR

O toplantının içeriğinden bağımsız bir özelliği de var..

Mustafa kemal gazetecilere  “Bana her şeyi sorabilirsiniz” der.

Evet, her şey sorulmalı ve yazılmalı. Biz gazeteciler sadece ayna olmalıyız. Böyle olduğunda daha iyi icra edilen bir mesleği göreceksiniz.

Kendi adıma şunu hep söyledim. Yorumlarım ayrıdır ama yaptığım her haber sadece gördüğümün aksidir.

BASIN ONUR GÜNÜ KUTLU OLSUN

Değerli okurlar, meslektaşlar olarak yıllardır kutladığımız 16 Ocak Basın Onur Günü’nü bugün bir kez daha kutlayacağız.

Ben 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nden başlayarak bugüne kadar gelen haftayı hep mesleğimizin sorunlarının konuşulmasına ve Atatürk devrimlerinin ve emanetlerinin daha iyi anlaşılmasına bir fırsat olarak görüyorum.

Unutmamak, hatırlamak gerekiyor.

Sevgili meslektaşlarımın da Basın Onur Günümü kutluyorum.