Kaz Bayramı

Üç beş kişi bir araya geldiğinde söz dönüp dolaşıp mutlaka değerlere, geleneklere geliyor ve “nerede eski gelenekler, alışkanlıklar” diyerek hayıflanılıyor.

Hızlı bir değişim yaşanan bu dönemde gelenekleri korumak, sürdürmek, yaşatmak ve yaşamak da kolay değil.

İzmit’in Eseler köyünde her yıl ocak ayının 2’nci haftası yapılan “Kaz Bayramı” böyle bir geleneği yaşatıyor. 3 asırdır devam eden bir gelenek. İhtiyaçtan doğmuş. Kaz yağlı bir hayvan olduğu için besiye çekilip en yağlı döneminde kesilip yağı alınarak bütün kış kullanılıyor.  Geçmiş dönemlerde besin ihtiyacını karşılamak için yapılan bu işlem köy halkının misafirperverliği, çalışkanlığı, cömertliği ile bayrama dönüşmüş. Kaz bayramında davet edilen akraba ve tanıdıklar bir araya gelmiş, bağlar kuvvetlendirilmiş.  Türk misafirperverliği ve cömertliğine güzel bir örnek olmuş.

Kocaeli Kent Konseyi Yöresel Değerler ve Kültür Komisyonu’nun organizasyonu ile Eseler köyünde gerçekleşen Kaz Bayramı Solaklar, Durhasan ve Hasanoğlu köylerinde de kutlanan bir bayram. Köyün imecesi, kadınların çalışkanlığı, gayreti ve bereketli elleri ile hazırladıkları ikramlar bu yıl da geleneği yaşattı.

Kocaeli Valisi Seddar Yavuz,  Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tahir Büyükakın’ın  da katıldığı bayram daha geniş bir kesim tarafından tanındı.

Geleneklerimizin yaşaması, unutulmaması için önemli bir çalışmaydı. Geçmişte zaruretten yapılan bu bayram bu gün ziyafet gibi görünse de aslında geçmişi hatırlamak,  nereden nereye geldiğimizi fark etmek için önemliydi. Ayrıca şehir dinamiklerinin geleneği yaşatmak için paydaşlıkları da değerli. Bu geleneklerin altında toplumsal yaşam, dayanışma, ekonomi, varlık derecesi, yaşam mücadelesi, birlik ve beraberlik ruhu var.

Geleneklerin hızla aşındığı günümüzde belediyelerin desteği, kent konseylerinin sorumlulukları önemli. Kocaeli gibi çok göç almış bir şehirde gelenek ve köklü geçmiş olmadığını düşünenler için bu tür etkinlikler daha da önemli oluyor.

Biz geleneklerimize bağlı bir milletiz. Dünyanın ve her şeyin hızlı değişimi başımızı döndürmemeli. Her zaman geçmişi hatırlayıp toplumsal özelliklerimizi korumak zorundayız. Yenilik ve teknoloji kullanımımız, kabulümüz ve üretimimiz toplumsal hasletlerimiz ışığında olmalı.

Gelenekler geçmişi hatırlatmak açısından önemli.  Geçmişi hatırlamadan geleceğe bakmak ise eksik olacaktır. Ülkemizin her bir beldesinde harika geleneklerimiz var. Bunlar unutulmadan  mutlaka geçmişteki haliyle geleceğe taşınmalı. Geleneği unutmak, geçmişi ve geleneği küçümsemek köklerini beğenmemektir. Kaz bayramı gibi nice imeceye dayanan geleneklerimiz daha fazla tanınmalı, yaşamalı, geleceğe taşınmalı. Ülkemizin her beldesinde yerel, yöresel gelenekler var.

Sözün özü; Köklü ve çok değerli geleneksel mirasımız olduğu daima hatırlanmalı.